Kızım Z kuşağına ait bir çocuk ve 11 -12 yıl sonra da çalışma hayatına başlayacak kısmet olursa. Kimilerimizin çocuklarına daha fazla zaman var, kimilerimizin de daha kısa. Yapılan araştırmalara göre de 2025 yılına geldiğimizde Z kuşağı, işgücünün yaklaşık %31 ini oluşturacak.

Ama bir gerçek daha var ki, çalışma hayatı değişiyor, yeni çalışma dünyası bugünün çocuklarını gelecekte bekliyor.  Eskiden bir iş yerinde yıllarca çalışmak, tek bir işte profesyonel olmak, tek bir konuda uzmanlaşmak kabul görürken yeni çalışma hayatında hiç de böyle olmayacak. Bugünün çocukları gelecekte daha bağımsız, daha esnek çalışacaklar. Görev bazlı çalışanlar olacak, birkaç işte çalışanlar da. Birden fazla alanda bilgi sahibi ve uzmanlığa sahip olmaları gerekecek.

Bu yüzden çocuklarımızın eğitim hayatına katkı sağlamaya çalışırken onları bekleyen bu yeni çalışma hayatını da dikkate almak gerekiyor. Çocuğumuzun hangi mesleğe sahip olmasından ziyade, geleceğin hızlı değişimine ayak uydurabilecek temel becerilere sahip olması için çaba göstermek daha kıymetli.

Mesleklerin de değişimini göz önüne alarak yeni eğitim – öğretim yılında çocuklarımıza kazandıracağımız bilişsel yetenekleri, yaratıcı düşünme kapasitesini, yeni şeyler tasarlama, üretme, hızlı karar verebilme ve problem çözme becerilerini daha çok önemseyin. Takım çalışmasına yatkın olması da bir diğer temel önemli beceri olacak.

Gelecekte “hayal gücü” ve “yaratıcı düşünme” ilk sırada yerini alacak elbette. Yapay zekanın ve robotların yapacağı görevler dışında biz insanlara en çok bu konudaki çalışmalar düşüyor; yeni şeyler düşünmek ve üretmek. Geri kalan tüm angaryaları zaten robotlar yapacak. McKinsey Global Institute’un yapmış olduğu bir çalışmaya göre işlerin sadece %5’ini tümüyle robotlar yapacak. Tüm çalışma faaliyetlerinin %45 i de otomasyona geçebilecek. Yapay zekanın, mesleklerin yaklaşık %60 ını elimizden alabilecek.

Çocuğumuzun, okulun dışında katılacağı etkinliklerini tasarlarken bu becerilerin gelişimine olan katkısını da iyi değerlendirin.

Unutmayın, sizin istediğiniz değil çocuğunuzun isteği önemli. Onun istediği alanlarda ve etkinliklerde yer almasına destek sağlayın. Bale yapmak istemeyen çocuğa zorla sahneye çıkarmayın. Bale yapmak sizin hayaliniz olarak kalmaya devam etsin.

Çocuklarınızla birlikte etkinlikler yapmaya, zaman geçirmeye daha çok özen gösterin. Onların bize, bizim de onlara ihtiyacımız var. Etkinliklerinizin pahalı şeyler olması hiç gerekmiyor. Kağıt – kalem oyunları ile bir yazı tahtası ile çevrenizden topladığınız taşlar, ahşaptan yaptığınız hikaye küpleri ile yaratabileceğiniz pek çok oyun var.

Çocuklarınızla daha çok maker projeleri yapın, maker hareketlerine katılın.

En güzel öğrenme yolu oyun oynamaktır. Eğitim öğretim süresince dersler, sınavlar derken çocuklarımızın oyun oynamasına kısıt koymayalım. Buna dijital oyunlar da dahil.

Anne ve babalar olarak, eğitmenler olarak kendinizi daha çok yetiştirin, daha çok okuyun, seminerlere ve eğitimlere katılın. Farklı insanları dinleyin. Sorgulayın. Siz yaparsanız çocuklarınız da sizi örnek alırlar, unutmayın

Çocuklarımızın daha çok sosyal projelerde görev almasına destek olun. Tony Ryan’ın dediği gibi, geleceğin mesleklerinin büyük bir kısmı dünyamızın, gezegenimizin daha iyi bir haline gelmesi üzerine kurulu olacak.

Ve defterime düşen bir Çin Atasözü der ki;
“Ağaç dikmek için en iyi zaman bundan 20 yıl önceydi; bir sonraki en iyi zamansa bugündür.” Hemen ve hızlıca başlamak gerek…

Kaynaklar: https://www.inspirespeakers.com.au/engaging-new-generations-at-work-the-workforce-of-2025/

www.fastcompnay.com

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz