SİFİGU ile tanışmamız aslında 2008 yıllarına dayanıyor. Çalıştığım merkezin yürütmüş olduğu “Teknolojik Girişimci Yetiştirme Programı” projesi kapsamında bölgemizdeki girişimci adaylarına ulaşmak ve bu adaylar içinden 30 girişimci adayına kapsamlı bir eğitim vererek iş fikirlerini hayata geçirmelerinde destek olmak istiyorduk. Yapılan duyuruya tam 156 girişimci adayı başvurdu. Doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar başvuru beklemiyorduk ama tabii ki bu rakama çok sevindik. Yapılan ön elemeler, uzun süren mülakatlar derken 30 girişimci adayını sonunda belirledik. Bunlardan biri de SİFİGU’nun kurucularından Ali ÇETİNKAYA Bey idi. Projeleri de zaten SİFİGU’yu hayata geçirmekti. 🙂
Eğitimler gerçekleşti, yaklaşık bir sene girişimci adaylarımızla keyifli bir sene geçirdik. Bu gruptan kendi işini kuranlar da oldu, yoluna farklı şekilde devam edenler de oldu. Ama girişimci olanların içinde biri de tabii ki SİFİGU ekibi idi. Aradan birkaç yıl geçti, Ali Bey bana ulaştı ve SİFİGU neler yapıyor tekrar öğrenme imkanım oldu. Kızım da büyümüştü ve biz SİFİGU ailesine böylece bir giriş yapmış olduk. İyi ki de katılmışız.
Bu yapıda sevgi var, emek var, destek var ve özveri var. En güzeli de ne biliyor musunuz, çocuklarla birlikte aslında biz yetişkinlerin de öğreneceği çok şey var burada. En önemlisi de çocuk gibi düşünebilmeyi yeniden öğrenebiliyorsunuz. Buradaki çocukların üretkenliklerini gördüğünüzde geleceğe daha umutla bakabilmeyi yeniden öğreniyorsunuz. Ben kendi adıma bunları öğrendim diyebilirim.
SİFİGU şu anda Adana’da ve Marmaris’de faaliyet gösteriyor ama Türkiye’nin her bölgesine de elinden geldiğince ulaşmaya çalışıyor.
Detaylı bilgilere SİFİGU web sitesinden ulaşabilirsiniz, sosyal medya üzerinden de takip edebilirsiniz. 🙂
Sizi, bilimi çocuklara sevdiren, üreten ve tasarlayan inovatif çocuklar yetiştirmeye kendini adamış SİFİGU ekibi ile daha yakından tanıştırmak istiyorum. Benim sözlerim burada bitiyor, bundan sonrası Ali Bey’in kendi kaleminden. 🙂 Çocukları seven değerli bir öğretmenin hayalleri ve hedefleri var bu yazıda.
SİFİGU’nun kuruluş hikâyesi nedir diye sorsam, İlk adımı attıran ne oldu? İlk Girişimci olma fikri ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?
Sifigu 2006-2007 yıllarında Çukurova Üniversitesi Fizik Bölümü’nde Yüksek lisans ve laboratuvar asistanlığı yaptığım yıllarda oluştu. Ben fiziğe hayran birisi olarak gelmiştim bölüme. Çocukluktan beri yeni icatlar yapma hayali peşinde koştum. Ama fizik bölümüne geldiğimde, eğitim sisteminin teorilerden ve sınavlardan oluşan bir ezber yumağı şeklinde olduğunu gördüğümde büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Tek nefes alabildiğim yer laboratuvar dersleriydi. Fizik bölümünde okuyup da fizikten nefret eden tek amaçları sınavları geçecek kadar ezber yapmak olan bir arkadaş kitlesinin içinde kısılıp kalmıştım. Sifigu ilk olarak benim gibi olan öğrencilerin olduğunu varsayarak ders dışı zamanlarda ilgili lisans öğrencilerine fiziğin gerçek eğlenceli yüzünü anlatmaya başlama fikriyle başladı. Ardından o zaman bölüm başkanı olan Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE’den (Danışmanımdı aynı zamanda) bölümün kullanmadığı atıl durumundaki deney aletlerini tamir edip liseleri dolaşarak gençlere grubumla birlikte fizik deneyleri yapmak istediğimi söylediğim an heyecanım daha da katlandı. İlk gösterimizi Fizik bölümüne yeni gelen 1. Sınıf öğrencilerine Üniversitede yaptık ve gösteri grubu o zamandan sonra okulları da gezmeye başladı. Fakat fatura kesip ücret alamadığımız için bir bütçemiz yoktu ve bu nedenle gösterileri zenginleştirecek aletlerde yapamıyor ve alamıyorduk. 2011 yılında da gelişmeye karar verip Elma Danışmanlık ve Organizasyon bünyesinde faaliyetlerimize Mehmet Doğan (Lisansdan sınıf arkadaşım) ile birlikte devam ettik. Bu adıma geçmemde ve planlamalarımda ÜSAM’dan aldığım Teknolojik Girişimci Yetiştirme eğitimlerinin de çok katkısı oldu.
SİFİGU Ekibi neler yapıyor, Atölye çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
- Sifigu Bilim Gösterisi
- Sifigu Robotik Atölyesi
- Sifigu Makedo İnovasyon Atölyesi
- Sifigu Eğlenceli Elektronik Atölyesi
- Sifigu Ahşap İşleme Atölyesi
- Sifigu Zeka Oyunları Atölyesi
- Sifigu Üreten Çocuklar Atölyesi
- Sifigu Tübitak Şenlik Etkinlikleri ve Organizasyonu
- Eğitici Eğitimleri ve Kurum Danışmanlıklar
((Mühendis Annenin Notu : Ali Bey, sadece atölyelerin ve çalışmaların isimlerini iletti. Bunların içeriklerini ayrı ayrı yazmaya kalkışsaydık sayfalar süren uzun bir yazı olabilirdi. Ama şunu bilin ki, her bir atölyede ve etkinliklerde yapılan çok değerli çalışmalar var 🙂 ))
Ben SİFİGU ekibinde güçlü bir takım ruhu görüyorum. Bunu neye borçlusunuz. Sizi takım yapan en güçlü değerler nedir?
Bir yağmur damlası gibi yaşamak,
Kimi göle düşüp zengin olmak ister,
Kimi çöle düşüp umut olmak… (Ali ÇETİNKAYA)
Biz umut olmayı seçtik. Sanırım ekibin güçlü olmasının temelinde bu ruh var. Elbette daha güzel şeyler yapmak için para gerekli ama asla amacımız para kazanmak olmayacak. Bu nedenle çok fazla talep olmasına rağmen şubelerimizi çoğaltma yoluna gitmedik. Bu felsefeyi hisseden eğitmenlerle çalışıyoruz. SİFİGU’nun hala şirketlerin soğuk yapısına ve maddiyata bürünmemesinin nedeni çocukları müşteri gibi değil kendi çocukluğum gibi görmem. Belki profesyonel olmak, şirketi maddi anlamda daha da büyütecektir. Ama biz daha çok, paramızın değil sevenlerimizin çoğalması taraftarıyız. Sevdiğimiz şeyleri, değer veren insanlarla ve etkinliklere açlığı olan meraklı çocuklarla yapıyoruz. Daha ne olsun …
Hayatta bazen izlediğimiz bir film, okuduğumuz bir kitap ya da dinlediğimiz bir hikaye bize bazı adımları attırabilir. Sizin girişimcilik hikayenize adım atmanızda böyle bir etken oldu mu.?
Bir Anadolu kasabasında, 2 dönüm bahçe içinde dedemin inşaat ustası olmasının verdiği alet bolluğu içinde büyüdüm. Çocukluğumda ailem veya bir akrabalarım oyuncak aldığında 1 hafta üzülmesinler diye sabreder, sonra içini açıp kurcalamaya, nasıl çalıştığını anlamaya çalışırdım. Birçok oyuncak elime geçtikten sonra, pili bitmediği halde susardı. Gelen oyuncakta bir eklemem yok ise asla benimmiş gibi hissetmezdim. Uçak olarak gelen hediye gemiye dönüşürdü mesela. Doğada incelemediğim yaprak izlemediğim böcek türü kalmamıştı. Sanırım 1 yazımı anneme parfüm yapmak için çiçeklerle deney yaparak geçirdim. Babam durumu anlamış olacak ki artık bana elektronik birleştirme kitleri veya avometre gibi cihazlar almaya başladı. O setle ilk hırsız alarmını yaptığımda ne kadar mutlu olduğumu veya bilgisayarda ilk kendi yazılımımı yaptığımda içimde çok büyük bir güç hissettiğimi hala hatırlıyorum. Anlayacağınız üzere çok meraklı ve bir şeyler üretmeye açtım. Ama çevremde beni bu konuda destekleyecek yönlendirecek kimseler hiç olmadı. Orta son sınıfta Adana’ya göçtüğümüzde çok daha güzel şeylerle tanışacağımı umarken elimde olanları da yitirmiş oldum. Sonrası akademik dersler sınavlar, sınavlar, sınavlar… Aslında SİFİGU’da Üreten Çocuklar Atölyesi’nin başlatmamın temelinde bu hikaye var. Aynı Fizik bölümünde olduğu gibi bana benzeyen meraklı çocukları yalnız bırakmamak. Çünkü ben Türkiye’yi, Atatürk’ünde arzuladığı gerçek refah düzeyine onların çıkarabileceğine inanıyorum. Esas zenginlik ne kadar tükettiğimizle değil ne kadar ürettiğimizle belirlenir. Umarım çok yakın zamanda bunların farkına varırız.
Yaratıcı, Üreten ve Bilimi seven Çocuklar Yetiştirmek için anne ve babalara önerileriniz neler olur?
Her çocuk yeteneklerini erken yaşta keşfetme hakkına sahiptir. Bu onlara erken yaşta güçlü ve mutlu olacakları alanlarda kendilerini geliştirme imkanı sunar. Bu yönden çocuklara rehberlik yapan ve sayıları gittikçe artan gerek devlet destekli gerekse özel birçok kurum var. Ama genetiksel olarak sizden olan çocuklarınıza ilk vereceğiniz destek kendinizi keşif sürecine çıkmanız. Çocukluk yıllarına dönüp ilgi alanlarınızla ve yeteneklerinizle ilgili düşüncelerinizi not almanız. Eşinizle hayatın hızlı akan sularından çıkıp kendinizi gizlemeden ve şartlamadan oturup konuştuğunuzda çocuğunuzun da sahip olabileceği özellikler ortaya çıkmış olacaktır. En güzeli de onun önünde yetenekleriniz ve ilgi alanlarınızla ilgili çalışmalar yapmanız ve bu çalışmaların size verdiği enerjiyi ona göstermeniz.
Bir girişimci olarak da girişimci adaylarına neler önerebilirsiniz?
Bir işe GİRİŞMEK için ilk kural o işi sevmek, sonrasında emek vermek ve yaptığınız işe inanarak sabretmek, son olarak da her aşamasını yapabilirliğiniz üzerinden planlamaktır. Ben sadece mutlu olacağıma ve edeceğime inandığım bir iş yaratacak kadar şanslı ve inatçıydım. Yapabileceklerimin ve şu an yapamayacağım arzularımı ne zaman yapabileceğimin farkındayım.
10 yıl sonra SİFİGU olarak kendinizi nerede görüyorsunuz? Hedefleriniz neler?
10 yıl sonra yazın 3 ayını “SİFİGU BİLİM KÖYÜ’nde geçireceğim. Çocukların ailelerinden uzaklaşıp üretmek için araştırdıkları ve öğrendikleri bir köy burası. Güvendiğim ve SİFİGU felsefesinin hissedildiği diğer illerdeki şubelerimizi eşim ile birlikte dolaşacağız. Planladığımız zamanlarda mazeretsiz çocuklarımız da yanımızda olacak. Bundan 10 yıl önce ilk ÜÇA’ya gelen öğrencilerimizin hangi bölümlerde olduklarını ve ne kadar büyüdüklerini konuşacağız. Bir velimizin açtığı İnovatif Çocuklar ve Girişimci Gençler Akademisi’ni ziyaret edip kahvelerini içeceğiz. Ama en güzeli, sanırım 20. yılımızda geçmişe huzur dolu inanan gözlerle bakıp itirazlara rağmen çocuklarla atölyelere girmeye devam eden, ailelerin bencilliklerine ve sınavlara karşı meraklı çocukların yanında olan huysuz bir adam olacağım.
Bundan sonrası için sizi fotoğraflarla baş başa bırakıyorum. Çok ama çok fotoğraf vardı, bir bakmışım ki bir saat boyunca fotoğraflara bakmakla zaman geçirmişim 🙂 Bence bu fotoğraflardan harika bir SİFİGU SERGİSİ olur….
Bir Facebook sayfasından da bu fotoğraflara ulaşabilirsiniz. Ben birkaçını buradan paylaşmak istedim.
SİFİGU BİLİM KÖYÜ’nün de ilk misafirlerinden biri olacağım kesin. 🙂