Endüstri Mühendisliğini okurken ilk yılımızda “Teknik Resim” dersimiz vardı. Mühendisler için teknik resim dersi çok önemli bir derstir. Ancak benim gibi resim konusunda çok yeteneksiz olan biri için o dönem bu ders benim en çok korktuğum bir dersti. Bu korku, tamamen yeteneğimin olmadığını bildiğimden kaynaklanıyordu. İlkokuldan itibaren hep çizimlerim berbat olmuştu. Resmi hep sevdim ama icra etme konusunda çok yeteneksiz ve bilgisizdim.
Tabii korktuğum başıma geldi ve bu dersten bütünlemeye kaldım. Tatilde arkadaşlarım evine giderken ben yurtta kalıp bu korkumun üstesinden gelmeye karar verdim. Zaten bu dersten geçmek zorundaydım. Hocamın yanına gittim ve ne yapmam gerektiğini sordum, O da bana çok pratik yapmam gerektiğini söyledi, birkaç ödev verdi ve öğrenene kadar bunları defalarca çizmemi istedi. Yurdun boş etüt salonunda elimde T cetveli sürekli 3 boyutlu çizimler yaptım, bir nesnenin önden arkadan ve üstten çizimlerini yaptım. Öğrendiğim tekniklere dikkat etmeye çalıştım, dikkatimi çizimlere verdim. Sonunda da dersten geçtim.
Meslek hayatımda birebir çizim yapacağım bir alanda çalışmadım ama bir şekilde teknik çizimlerden bir bilgi çıkarma konuları hep karşıma çıktı.
Geçenlerde Adana’da Kaya Sanat Merkezinde gerçekleşen bir resim sergisine kızımla birlikte gittik. Ben resimleri çok severim ve bu konuda da hiç yeteneğimin olmamasına üzülürüm. Sergiyi gezerken dikkatimi çeken ilk şey, gerek çocukların gerekse yetişkinlerin yaptıkları tüm resimlerde anlatılan bir hikaye ve bu hikayeyi ortaya çıkartan bir hayal gücü vardı. Resim bilgisi bu hikayeyi aktarmaya yardımcı olmuştu.
Kızıma baktığımda onda da benim gibi resim yapma yeteneğini maalesef göremiyorum. Çizmeyi çok seviyor ama çok çizimleri çok kötü. Bazen çizdiklerini bana gösterdiğinde müthiş bir hayal gücü olduğunu, oluşturduğu hikayeyi çizerek anlatmaya çalıştığını görüyorum. Bu çok hoşuma gidiyor ama son zamanlarda fark ettim ki, çizimleri çok daha güzel olsa ve doğru teknikleri kullansa hayal gücünü daha güzel aktarabilecek. Evde kızımın çizimlerine baktığımda o kadar kötü çizimler görüyorum ki, bazen çok komik oluyor ve birlikte gülüyoruz. Dediğim gibi, müthiş bir hayal gücü var ve bunu çizerek aktarmaya çalışıyor. Geçenlerde bir dondurma makinesi çizmişti ve ben hayran kaldım. Teknikler çok kötüydü ama hikaye tarafı ve tasarımı çok güzeldi. İşte o zaman yeniden fark ettim, eğer bazı teknikleri öğrenirse hayal gücünü daha güzel aktarabilecek. En azından ondan bir ressam çıkmasa bile resim çizme ve boyama teknikleri konusunda temel bilgiye sahip olmasını istiyorum. Çünkü biliyorum ki, her ne işi yaparsa yapsın resim sanatı hep hayatında olacak. Mühendislik de okusa sanatçı da olsa resim her zaman kullanacağı bir yol olacak.
Geçen hafta kızım bir saatlik bir resim dersine katıldı. Öğretmeni ona bir çalar saat verdi ve bu saate bakarak aynısını çizmesini istedi. Yaren, saati 5 dakika içinde çizip verdiğinde öğretmeni ona ilk şunu söyledi, “Çizeceğin nesneye daha çok bakmalısın, daha çok dikkat etmelisin ve detayların farkına varmalısın”. Bu sözü bana yıllar önce teknik resim hocam da söylemişti.
Ve ben o gün bir kez daha resim sanatının önemine inandım. Çocuğunuz yetenekli olsun veya olmasın, bir ressam olma hayali olsun ya da olmasın hiç fark etmez, bence her çocuk resim dersini ciddi anlamda almalı ve çizim tekniklerini ve disiplinini öğrenmeli. Bu disiplin ona yaşamının diğer alanlarında da önemli kazançlar sağlayacaktır. Bundan dolayı okullarda resim derslerine tıpkı diğer temel dersler gibi önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımızın eline sadece bir kağıt ve boyama kalemleri verilmemeli. Onlara düşünme, tasarlama, doğru tekniklerle çizme, üç boyutlu düşünme ve bunu resmetme teknikleri de verilmeli.