MİKADO oyunu ile ilk tanışmamız Sihirbaz Fizikçiler Grubu (SİFİGU) sayesinde oldu. Geçen dönem kızımın çok keyif alarak katıldığı “Üreten Çocuklar Atölyesi’nde” öğrendiği ve zevkle oynadığı oyundu. Hatta bir ara en çok da bu oyunu sevdiğini söylemişti. Bir keresinde ben de oyuna eşlik ettim ve gerçekten çok keyifli bir oyundu.
Mikado oyunu, 41 çubukla oynanan bir oyun. Oyuncu sayısında herhangi bir kısıtlama yok. Çubuklar bir demet olarak dik tutulup yere bırakılıyor ve böylece oynandığı masa üzerinde gelişigüzel bir şekilde yayılıyorlar. Oyun da böyle başlıyor işte, amacınız, diğer çubukları kıpırdatmadan bütün çubukları teker teker toplamak ve puan kazanmak. Oyuncu bir çubuğu alırken diğer bir çubuğu oynatırsa, sıra bir sonraki oyuncuya geçiyor; aksi takdirde bir tane daha almaya çalışmaya hak kazanıyorsunuz. Önceden toplanmış olan bir çubuk yardımcı olarak kullanılabiliyor. Oyun sonunda puanlama çubuklarının üstündeki renkli şeritlere göre yapılır. Yerdeki çubukların hepsi toplandığında oyun sona eriyor ve en yüksek puanı toplayan oyuncu oyunu kazanıyor.
Merak edip, internette bu oyun ile kısa bir araştırma yaptığımda, oyunun tarihi ile de bilgi edindim. Efsaneye göre, eski Çin’de yaşayan bir prens orada yaşayan ejderhayı eğlendirmek için bütün oyunları denemiş; fakat bu yeterli olmayınca yanındaki kürdanları yere atmış ve mikado bu şekilde ortaya çıkmış. Fakat diğer bir görüş ise bu oyunun adının üretici firmanın adından geldiği ve 20. yüzyılda Avrupa’dan dünyaya yayıldığı yönündeymiş. Efsaneleri seven biri olarak ilk görüş çok ilgimi çekti.
Cerrahların da el becerisini geliştirmede bu oyunu tercih ettiği bilgisi ile karşılaştım. Kaynağı belli olmayan bir bilgiydi ama el becerisini ve dikkati geliştiren çok iyi bir oyun olduğu için doğruluk derecesi yüksek olan bir bilgi olabilir.
İşin çok ilginç bir yanı, “Mikado Çöpleri” diye internete yazdığınızda bir tiyatro oyunu ile de karşılıyorsunuz. Ben ilk kez öğrendim bu oyunu.
Wikipedia’da verilen bilgiye göre “Mikadonun Çöpleri” oyunu, Melih Cevdet Anday tarafından 1967 yılında yazılmış olan iki perdelik oyun. İlk kez 1967 yılında Kent Oyuncuları tarafından oynanmış. Eser, 1971-1972 sezonunda Devlet Tiyatrolarınca da sergilenerek, Sanatseverler Derneği tarafından yılın en iyi oyunu seçilmiş.
Melih Cevdet Anday, oyunda; insanların boşa çıkmış yaşam beklentileri, burukluklar, aykırılıklar, çekinmeler, kırılmışlıklardan oluşan mutsuzluklarını, hüzünlerini, yerli yersiz öfke patlamalarını, ender neşe anlarını, bilinçli olarak kurguladıkları ‘oyun’lardan oluşan dünyalarını sahneye getirmiş.
Bugün neden bu dikkat oyununu anlatıyorum size; geçenlerde kızımın, tablet bilgisayarın başına dikkatle eğilmiş, eliyle çok dikkatli bir şeyler yapmaya çalıştığını görünce, oynadığı oyunu merak ettim.
“Ne oynuyorsun” diye sorduğumda, “anne Mikado oyununu buldum ve onu indirdim. Burada da oynanıyormuş, çok güzel” dedi. Gerçekten de Mikado oyunu oynuyordu ve ekranda çubukları bulunduğu yerden almaya çalışıyordu. Teknolojinin sonu yok değil mi? 🙂
Kızıma söz verdim. Bu oyundan bir tane eve alacağız. Ben de oynamasını çok seviyorum, birlikte oynayacağız.
Dikkati geliştiren bu oyunu kesinlikle herkese tavsiye ederim.
Bizi bu oyun ile de tanıştırdığı için SİFİGU ekibine tekrar teşekkürler. 🙂
Sevdiğim bir sözü de eklemeden edemeyeceğim:
“Gelişmiş ülkeler çocuklarının hayal gücü gelişsin diye oyuncak alır, geri kalmış ülkeler oyalansın diye.” Sunay AKIN
Kaynak : Wikipedia