Bir kitapevindeyim ve Tunç Kılınç’ın Sıfır kitabının önünde duruyorum. Fikir Atölyesinin bir takipçisi olarak çıkmasını beklediğim bir kitap ve en nihayetinde onu almak için geldim. Neden bilmiyorum, şu anda en çok da ihtiyacım olan bu kitapmış gibi geliyor bana. Şimdiye kadar hep doğru zamanlarda doğru kitapları okuduğuma inanan biri olarak, bu sefer de bu kitap için doğru zamanın olduğunu hissediyorum. Ve kitabın başlığı beni cezbediyor. Çünkü ben de bu başlık gibiyim, koca bir SIFIR. Ya da Sıfır olmaya ihtiyacı olan birisi, bilmiyorum. Kitabı bitirdiğimde bunu daha iyi anlayacağımı biliyorum.
3 günde okuduğum kitabı ağlayarak bitiriyorum. Hüzünlü bir kitap değil, ama benim o günlerdeki hüznüme yol arkadaşlığı yaptığı için ağlıyorum belki de, bilmiyorum. Ağlamaklı gözlerle mutfağımda oturuyorum ve bir kitaba bakıyorum bir de pencereden dışarıya. Yorgun olduğumu yeniden fark ediyorum. Bu kadar hengame içinde nasıl da yorulduğumu, bir yorgun savaşçı gibi elimde bayrağım bir oraya bir buraya koşturduğumu fark ediyorum. Ve bu kadar koşturma içinde elimde sadece koca bir SIFIR olduğunu düşünüyorum.
Yorgun ve huzursuzum. Huzursuz ve kaybolmuş gibiyim.
Kitabı bitirdiğimde almam gereken kararlarım yeniden zihnimde yer alıyor. Hadi artık, kendine gel, hayallerini gerçekleştir diyorlar.
Haklısınız diyorum onlara, artık vakti. Ama sadece nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bana yardım edin diyorum.
Elimdeki kitaba yeniden bakıyorum,
kitabın kapağında yazılı olan “Kendini bir bok sanmazsan, kaybedecek birşeyin de olmuyor” cümlesini yeniden okuyorum.
Evet kaybedecek bir şeyim yok.. Ama zaman çok kıymetli ve burada geri dönüşüm yok.
Tüm bunları yaşayalı hemen hemen altı ay oldu. Tam altı ay önce elimde Sıfır kitabı ile tam da bunları hissediyordum. Duvara toslamış ve ayağa kalkmaya çalışan biriydim.
Bu altı aylık süre içinde hayallerim için ilk adımlarımı attım, yaralarımı sardım ve öfkemle bir anlaşmaya vardım.
Geçenlerde beni gören bir arkadaşım, “yüzünde huzur var, dinlenmiş görünüyorsun” dedi. Evet, huzurluyum. Can sıkıcı şeyler yaşansa da bunlara karşı daha güçlü durabiliyorum artık. Artık yorgun bir savaşçı değilim. En azından artık öyle hissetmiyorum.
Ve ben ilk kez SIFIR kelimesini çok seviyorum.
Kitabı okuduğunuzda beni çok daha iyi anlayacaksınız.
Bu hayat sizin, diğer herşey inanın koca bir SIFIR
Emeğine ve Yüreğine Sağlık Tunç Kılınç..
Çok teşekkür ederim : )
Ben teşekkür ederim, emeğinize sağlık 🙂