Kırk yaşına adım adım yaklaşmak biz bayanlar için korkutucu görünebilir ama aslında hiç de değil. En azından ben öyle düşünüyorum. Yaşanılan her yılın ayrı bir deneyim ve bilgi birikimini hayatımıza kattığını ve bu birikimin de ayrı bir güç ve haz verdiğini söyleyebilirim. Hayatta pek çok şeyi yaşayıp, fırtınaları atlattıktan sonra sakin bir denizin kıyısında oturup ufku seyretmek gibi düşünebilirsiniz.

Arkanızdan gelen yeni neslin yaşayacağı pek çok şeyi düşünüp, ben bunları yaşadım, deneyimledim ve öğrendim demenin verdiği bir keyif yok inanın bana. İnsan kırkına yaklaştıkça hem kendine olan güveni oldukça artıyor.

Fakat bunun yanında hayatınızda bazı şeyleri de sorgulamaya başlıyorsunuz
Sahip olduğunuz imkânları, işinizi, dostlarınızı, çevrenizi, hobilerinizi, sevdiklerinizi ve sevmediklerinizi, yaptıklarınızı ve yapamadıklarınızı teker teker düşünmeye başlıyorsunuz. Şimdiye kadar ne oldum ama ne olmak istiyordum, doğru yerde miyim sorularını kendinize sormaya başlıyorsunuz.

Ve bir an geliyor karar almak istiyorsunuz hayatınızda. 40 yaş sanki hayatın bir kavşak noktası gibi. Birkaç yol çıkıyor önünüze daha doğrusu bu birkaç yolun çıkmasını siz istiyorsunuz. Bu yolları kafanızda kurgulayıp önünüze seriyorsunuz ve birden bakıyorsunuz işte tam da bu kavşak önünüzde duruyor. Bir karar vermeniz gerekiyor; işte en zor ve en sıkıntı veren noktası da burası.

Belki daha sakin, daha sade, daha az yoran, daha az mücadele edeceğiniz, bilgi ve deneyim birikiminizi tek alanda kullanabileceğiniz, birden fazla role bölünmek zorunda kalmayacağınız bir yaşam yolu tercih etmek istiyorsunuz. Ya da sıradan hayatınıza daha renk katmak, daha canlı ve daha hareketli bir yaşam düşünüyorsunuzdur artık. Bu tamamen değişken olabiliyor.
Bunun yanı sıra içinizde saklı bir girişimcilik sesi varsa işte bu ses de bu noktada çıkıyor. Kafanızda sürekli yankılanmaya başlıyor.

Hazırsan ne duruyorsun, başlasana artık!

Bu cümleyi sık sık tekrar etmeye başlıyorsunuz. Eğer koşullarınız uygun ise ve eğer cesaretiniz yüksekse çok fazla beklemeye de gerek yoktur. Bir önce içinizdeki sese kulak verin. Eğer koşullar uygun değil ise ve eğer cesaretiniz yoksa içinizde bangır bangır bağıran bu ses sizi yiyip bitirmeye başlıyor. İşte burası biraz sıkıntılı.

Kırk yaşa yaklaşmak hem güzel hem de zor bir süreç.

Önemli olan sanıyorum bir karar vermek.

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz