Evet, ben de kabul ediyorum, icat edilen en güzel makinelerden biri de Bulaşık Makinesi. Sadece boşaltması benim için bir işkence… İlerde bunun için de bir çözüm bulunacağını umut ediyorum. 🙂
Elbette her icadın arkasında bir problem vardır ve bulaşık makinesinin de icadının altında yatan temel sorun çok sayıda bulaşığın elde yıkanmasının zorluğu ve bir de bunları yıkarken çok sayıda tabak, çanak ve bardağın kırılması idi. Ama sorunları yaşayanların içinde, ben buna nasıl çözüm üretebilirim? deyip kafa yoranlar kazanıyor elbette. Tıpkı, Amerikalı Josephine Cochrane (1839 – 1913) gibi.
Josephine zengin bir kadındı ve dolayısı ile evinde pek çok parti veriyordu, çok sayıda misafir ağırlıyordu. Elbette evinde bulaşıkları yıkayan yardımcıları vardı ama yaşadığı temel sorun, en değerli çini tabaklarının yardımcıları tarafından elle yıkanırken kırılmasıydı. İstediği özeni göstermiyorlardı. Bunun üzerine bulaşıkları kendi yıkamaya başladı. Bir gün elleri sabunlu bir şekilde bulaşıkları yıkarken, dikiş diken bir makine var da bulaşıkları yıkayan bir makine neden olmasın diye sordu kendine ve hızlıca evinin arkasındaki bir barınakta tasarım çalışmalarına koyuldu.
Çalışmaları devam ederken kocası vefat etti ve pek çok borçla baş başa kaldı. Ama tüm bunlar ona daha çok itici bir kuvvet verdi. Tasarımını hayata geçirip, ticarileştirmeye kararlıydı. Bu süreçte bulaşıkların bir makine tarafından yıkanması ile ilgili farklı çalışmalar da yapıldı, patentler de alındı ama hiçbiri de kullanışlı olmadığı için ticarileştirme başarısı gösteremedi.
Tasarımları üzerinde çalışmalara devam etti Josephine. Babası bir inşaat mühendisiydi, kim bilir belki de içindeki mühendislik tutkusu babasından geliyordu. Ayrıca ilginç bir bilgi daha var ki, Josephine’nin büyük büyükbabası Buharlı Gemiyi icat eden kişi John Fitch idi. Yani mucitlik genlerde varmış sanırım. Üstelik buharlı geminin icadı ile ilgili bilgiye de sahip olması tasarımında da ona büyük kolaylıklar sağladı.
Sonunda 1886’da tasarımına patent aldı ve “Cochrane Bulaşık Makinesi” olarak ismini verdi. Kendi fabrikasını kurdu, üretime başladı ve elinde geldiğince makinesini pazarlamaya çalıştı. Tüm yerel gazetelerde tanıttı. 1893’te Cochrane, makinesini Chicago Dünya Fuarı’nda sundu. Bu fuarda yer alan tüm restoranları kendi makinesi kullanmaları için ikna etti. Daha sonra sıcak suyla durulamanın dezenfekte işlemi için çok önemli olduğunu anlatarak tüm hastanelerde ve okullarda kullanılması için müşterilerini ikna etti.
1912’de, 73 yaşında, Cochrane hala kendi makinelerini satıyordu. 1913 yılında da öldü. 1916’da şirketi şimdi Whirlpool Şirketi olan Hobart tarafından satın alındı. Cochrane kurucu olarak kabul edilir.
Elbette o zaman icat ettiği makine basit bir sistemle çalışıyordu. Sabunlu su fışkırtarak bulaşıkları yıkayan bu bulaşık makinasında sürekli su devridaimi ile bulaşıklar kolayca yıkanıyordu. Büyük işletmelerde ise bu yıkamada buhar gücünden faydalanılıyordu.
Elbette inovasyonun gücü, şimdiki bulaşık makinelerini daha akıllı birer makinelere dönüştürdü. Çeşitli programlar, daha az su ile daha fazla temizlik gibi pek çok özellikleri var şimdiki makinelerin. Ve yeniliklerin de sonu gelmeyecek, buna eminim.
Makineyi her çalıştırdığımda icat edene dua ediyordum. Yalnız olmadığımı düşünüyorum. Ve elbette bu icadı yapanın bir bayan olması da sevindirici. Bize sınırlarımızın ne kadar geniş olduğunu hatırlatmak anlamında güzel bir örnek oldu.
Teşekkür ederim