Bir çizgi animasyon filminde izlemiştim. Bir bilim adamı, kendinden onlarca hologram oluşturmuş ve oluşturduğu bu hologramlarıyla bir beyin fırtınası yaptığını söylüyordu. Biliyorsunuz hologram yani 3 boyutlu görüntü teknolojisini çok sık duymaya başladık artık.
Çizgi filmde gördüğüm bu sahne, sonrasında aklıma takıldı ve hep düşündüm. İnsanın kendine ait onlarca görüntüsü ile baş başa kalıp bir beyin fırtınası yapması nasıl olurdu acaba diye. Her bir hologramınız farklı bir karakterinizi temsil etse, bir tanesi en çekingen yanınızı diğeri ise en cesur yanınız olsa mesela. Başka bir tanesi en duygusal haliniz iken, diğer bir hologramınız en gaddar kişiliğiniz olsa. Ve böylece onlarca hologramınız bir masaya oturup gerçek olan sizi değerlendirmeye başlasa. Ya da karar vermeniz gereken çok önemli bir konuyu birlikte tartışsanız. Tek başınıza kara kara düşüneceğinize, kendi hologramlarınızla birlikte düşünseniz.
Hatta bırakın toplantı yapmayı, günlük hayatınızda bile, sabah kalktığınızda kendinize ait hologramları parmağınızın bir ucuyla yaratsanız ve her birini gün içinde olmak istediğiniz yerlere gönderseniz. Siz de gönlünüzden geçeni yapsanız mesela. O gün canınız çalışmak istemiyor mu? En çalışkan hologramınızı gönderseniz o gün işe. 🙂
Aynı anda birkaç yerde olmak istediğimiz ama gidemediğimiz yerlere hologramlarımızla gitsek ve hiçbir şeyden mahrum kalmasak mesela.
Bir hologramınız çalışırken diğeri tatile gitse ve tüm duyguları, gerçek olan size iletseler örneğin. Hem dinlenmiş hem de çalışmış gibi oluruz böylece.
Nasıl olurdu acaba?
Pofffffff, uçtum ben yine, bu aralar fazla bilim kurgu izliyorum, biraz komedi filmlerine geçsem iyi olacak galiba… 🙂