Bir enerji düşüklüğü, bir can sıkıntısı beni sarmışken, bir de bunun üzerine işler güçler yoğunlaşmışken; “bir dakika ben bunalıyorum, gidin bir kardeşim” moduna gelmiştim. Geçmiş zaman dilimini kullanmak doğru olmaz, halen de aynı durumda olduğunu söyleyebilirim.
Yorgun görünüyorsun diye soranlara, evet yorgunum derken, bilin ki o kelimenin altında neler yatıyor neler.
Evet yorgunum, hem ruhen hem bedenen. Ama içeride de kıpır kıpır bir şeyler var, hadi yap, hadi düşün, hadi yaz, hadi üret diye. Tam bir şeyler çıkacak, yapmaya çalışacakken, kafasına pat diye vuruyor bu bunalmışlık ve yorgunluk sendromu. Ağır basıyor bazen, savaşı kazanıyor, bazen de kaybediyor ama içeriden de kıs kıs gülüyor. Sen bir dur ben bilirim sana yapacağımı diye.
Yeni bitirdiğim kitap, tam da bu zamanda okunmuş doğru bir kitaptı. Bir kez daha okumam lazım bazı bölümleri. Sindirebilmek, özümseyebilmek için. Çünkü biliyorum ki uygulamam için özümsemem lazım.
Mary Beth MAZIRAZ tarafından yazılan “Enerjik Yaratıcılık” Kitabı, özellikle sanat ile uğraşan insanlara yönelik gibi dursa da herkese hitap ediyor aslında.
Bitkin misiniz, hep negatif düşünceler mi kafanızda dönüp duruyor, hiçbir şey üretemiyor musunuz ? Bu kitabı okuyun size iyi gelecek.
Yeri gelecek, “Ya tam beni anlattın” diyeceksiniz. Çünkü bir sayfasında tam beni tanımlamıştı.
Bu kitapta şunu bir kez daha anladım ki, pozitif düşündükçe pozitif enerjiyi hayata davet ediyorsunuz. Düşünceler sizin her şeyiniz.
Kitaptan güzel bir alıntı;
“Enerjimiz ve titreşimimiz düşükken hayat yavaş ve zordur; sanki boşlukta değil de bir jelatinin içinde hareket ediyor gibiyizdir. Yaptığımız her şey gecikme ve zorluklarla dolu görünür. Sanki evren bize karşıymış gibi hissederiz. Bir engel biter diğeri başlar. Başkalarının niyetlerinden kuşku duyarız. Hem aklen hem de bedenen gergin ve sıkışmış hissederiz. Hantallaşırız.”
