Seyahat etmeyi seviyorum, çünkü seyahat ettikçe yeni şeyler keşfediyorum. Keşfetmek ve yeni şeyler öğrenmek de beni çok mutlu ediyor. Bayramda buralardaydık ama ani bir kararla günübirlik Gaziantep’e oradan da bir arkadaşlarımızı ziyaret etmek için Kahramanmaraş’a gitmeye karar verdik. Gaziantep’e birkaç defa gitmişliğim var, zaten Adana’ya 1,5 saatlik bir yol mesafesinde. Bu sefer de yeni yerler gezebilmek, bir önceki gittiğimiz yerleri yeniden görmek için gittik. Bayramda genelde her yer kapalıydı, biraz buna şaşırdık. Çünkü bizim Adana’da tüm esnaflar, mağazalar, lokantalar bayramda da açıktır. Bu şehrin kültürel yapısına ait bir şey sanırım.

Arabayı park ettiğimiz yerde gözümüze çarpan “Tarihi Gümrük Hanı Yaşayan Müze’si” bizim ilk uğrak mekanımız oldu. Ve tek kelimeyle buraya bayıldık. Gaziantep’e yolunuz düşerse mutlaka burayı gezin ve görün. Harika şeyler var. Ahşap işleri, Gümüşçülük, El Sanatları, Kutnu Dokuma, Sedefkar, Kırklık Odası, Aba Dokuma, Ahşap Atölyesi, Üfleme Cam, Takunyacı, Tesbihçilik gibi pek çok güzel çalışmaları ve ürünleri göreceğiniz yerler var..

Gezerken ilk gözümüze çarpan ahşap işleri atölyesiydi, zaten ben ahşap işlerine bayılırım, hemen kendimizi içeriye attık İçeride Mehmet Usta, el emeği ile birşeyler yapıyordu ve içerideki o ahşabın kokusu ise muhteşemdi.. Neler var diye bakındık, birkaç ufak güzel şeyler aldık, özellikle ahşap kalemlerimize isimlerimizi kendimiz yazdık. Çok güzel bir deneyim oldu. Daha sonra da Mehmet Usta ile bir sohbete daldık. “Size bir şey göstermek istiyorum ama sakın korkmayın” dedi. Eline tokmak gibi bir şey aldı ve hızlıca döndürmeye başlayınca sanki yanınızda bir ordu var ve silahlar patlıyormuş gibi sesler çıkmaya başladı. Tabi ilk önce yerimizde bir zıpladık ama sonra sese alıştık. Mehmet Usta buna Tak Tak dendiğini söyledi ve hikayesini bizlere hemen anlattı.

14369972_10210146273510972_743977548208505599_n

Kurtuluş savaşı sırasında, Kahraman Tüfekçi Yusuf usta tarafından icat edilmiş Tak Tak aleti, cephe gerisinde kalan kadınların canlarını ve mallarını korumaları için icat edilmiş. Basit bir tahta ve dişli düzeneği olan Tak Tak aletini döndürmeye başladığınızda sanki silah sıkıyormuşsunuz gibi ses çıkartıyor. Gaziantep kadınları savaş zamanında bunları kullanarak kendilerini korumuşlar. Fransız askerleri çıkan seslerden korkarak tüm kadınların silahlı olduğunu düşünmüş.

Mehmet Usta, bu ‘Tak tak’ aletini, Gaziantep Savunmasından 95 yıl sonra Savaş Müzesi’nde görüp çok etkilenmiş ve hemen kendisi de bir tane yapmış.  Mehmet usta bir ahşap ustası ve “Gaziantep Yaşayan Müze Gümrük Hanı’nda ahşap işleri ile uğraşıyor. Harika ürünleri var. Özellikle renkli takunyalara bayıldım.

Gaziantepli bir arkadaşımdan bunların asıl isimlerinin haphap olduğunu öğrendim.. 🙂

Hanı, Müzeyi gezmek çok güzeldi, özellikle Eski Tük Gelinlikleri sergi odası bir harikaydı.

Handa bir de çift renkli Dibek kahvesi içtik ki, tadı bir harikaydı. Türk kahvesi iki ayrı renkte önünüze geliyor. İki ayrı renk ve iki farklı tat.  Buraya geldiğinizde mutlak bu kahveden için derim.

Sevgili Gaziantepliler, çok güzel bir şehriniz var. Bu şehri görmeyenlere ise mutlaka bir Gaziantep gezisi yapın derim.

 

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz