Ortaokula gidiyordum ve ailecek zor bir dönem yaşıyorduk. Herşeye metanetli olan, güçlü duran ve üç çocuğuna her zaman sahip çıkan annem bir gün yere diz çöktü ve başını iki elinin arasına alarak başladı ağlamaya. Neye ağladığını biliyordum. Bir konuda çaresizdi, çaresizdik. Yanına gittim, onun gibi yere diz çöktüm ve ona sarıldım. Sarılırken kendime ve ona bir söz verdim; “çok çalışıp, meslek sahibi olup seni bu durumdan kurtaracağım” dedim. O gün bir kız çocuğunun annesine verdiği bir söz vardı. Yıllar geçti, o sözü tuttum. Annemi o zor durumdan kurtardım.

O gün yere diz çöken ve hiç savaşacak gücü kalmayan annem ertesi gün yine dimdik ayaktaydı. Hiç vazgeçmedi, hep savaştı. Güçlü olmayı ve güçlü durmayı ondan öğrendik.

Çalışan bir kadın olan annem, iş hayatında kariyer yapmasını da bildi, biz üç çocuğunu da en güzel şekilde yetiştirmesini de. Yaşadığı her daim zorluğa göğüs germesini de bildi.

Bunu neden anlatıyorum; annem gibi daha milyonlarca pek çok kadının olduğunu biliyorum. Şanslı olup, sevilen ve değer verilen kadınlar olduğu gibi, çok zor şartlar altında yaşam süren ve mücadele eden kadınlar da var. Hepsinin de aynı güce sahip olduğunu biliyorum.

Biz kadınlar güçlüyüzdür, ama bir o kadar da kırılganızdır.

Sevdiklerimize değer veririz, ama değer vermeyenleri de yeri gelir bir kalemde silecek kadar kararlı oluruz.

Çalışırız, üretiriz, girişimci oluruz, yönetiriz, fabrika da kurar, işveren sahibi de oluruz.

Anneyizdir; ev işlerinin de üstünden geliriz, bunu yaparken de her şeyin en güzelini ve en iyisini yapmaya çalışırız.

Gönüllüyüzdür; sivil toplum örgütlerine bakın gönüllülerin çoğu kadındır.

Kötülük görsek de, şiddet görsek de, sevdiklerimiz ve eğer varsa çocuklarımız üzülmesin diye yeri gelir susarız, içimize atarız. Ama o kötülüğü yapana en lanet bedduayı da okumasını biliriz. Zamanı gelince çekip gitmesini de biliriz.

Temizleriz, yıkarız, ütüleriz, düzenleriz, toplarız, pişiririz…

Tüm bunları yaparken de bakımlı olmayı da biliriz. Ama bunu da başkaları için değil kendimiz için yaparız. Kendimizi sevdiğimiz için.

Evet, biz kadınlar kendimizi çok severiz, kendimizi çok sevdiğimiz için de dünyayı da severiz, insanları da severiz. Bundan dolayı bizde şiddet yoktur. Yapan kadınlar varsa da onları da insandan saymıyorum zaten. Şiddet gösteren, kötülük yapan erkekleri saymadığım gibi.

Ben bu yılın dünya kadınlar gününü ilk olarak “Annem” için kutluyorum. Ve öyle bir kadını dünyaya getirdiği için kendisini hiç tanımadığım halde çok sevdiğim “Anneannem” için kutluyorum.

Sevgili Kadınlar

Yılmayın, mücadele etmekten vazgeçmeyin..

Çok sevin, size değer verene değer verin..

Sevgi dolu, barış dolu, üreten çocuklar yetiştirin…

Daha çok okuyun, daha çok gezin, daha çok şey öğrenin..

Tasarlayın, üretin, sergileyin…

Kendinizi sevin, kendinize çok iyi bakın, ama bunu sadece kendiniz için yapın.

Unutmayın ki, bu dünyayı güzel yapmak bizlerin elinde.

Sizi sevmeyenlerle, değer vermeyenlerle bir arada olmayın. Size şiddet uygulayan ve her türlü kötülüğü yapan erkekler var ise sakın kabullenmeyin. Mücadele edin, hem de sonuna kadar..

Haydi, bugün tüm sizi üzenleri bir kenara atın. Bilin ki siz çok değerlisiniz ve güçlüsünüz. O hep okumayı ertelediğiniz kitabı gidin alın ve okuyun. Bir kahve yapın kendinize, en güzel fincanınızda. En güzel kıyafetinizi giyin, o çok sevdiğiniz renkli takılarınızı takın..

Çocuğunuzla başbaşa mutlu bir zaman geçirin. Hatta onunla bugün bir çocuk olun. İçinizdeki o güzel kız çocuğunu da davet edin bugüne..

Kimsenin size çiçek vermesini beklemeden gidin en güzel çiçeği alın kendinize…

Biz kadınlar çok değerliyiz ve güçlüyüz, bunu da hiç unutmayın…

Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun.

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz