Uzun zaman olmuş, kitaplarla ilgili buradan önerilerden bulunmamışım. Sosyal medya hesaplarımdan yaptığım paylaşımlar oldu ama buradan hiç yazmadığımı fark ettim.
Bana yeni yılda kızımın hediye ettiği bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Babasının desteği ile aldığı bir kitap. Eşim, bu kitap ile ilgili bir yazıyı uçakta dergide okuduğunu ve benim de ilgiyle okuyacağımı düşünerek bu kitabı kızımla birlikte aldığını söyledi.
Hediye paketini açıp, kitabı ilk elime aldığımda önce kitabın adına vuruldum. “Dilim Ucu Çınlıyor”
İlk kez gördüğüm bir kitaptı, genelde kitapları yakından takip ederim ama bunu gözden kaçırmışım dedim kendime. Kitabın yazarı Neyran Günüçer. Bu kitapla ilk kez ismini duyduğum bilgisini kimseden saklamayacağım. Zaten bu kitap da onun ilk kitabıymış.
Okumaya devam ettiğim kitapları bitir bitirmez hemen başladım bu kitabı okumaya. Nasıl keyifli bir kitap anlatamam. Mizahi bir yönü de var, okurken kendimi kıkır kıkır gülürken bulduğum zamanlar da oldu. 🙂
Bu kitabı okurken, fotoğrafçılık sevdam yeniden depreşti ve bir de sevdiğim bir şeyin koleksiyonunu yapma konusunda bir karar aldım. Okuduğunuzda beni daha iyi anlayacaksınız.
Kitabı okurken bazı şeyleri yeniden düşündüm. Hayatımızda yaşadığımız tesadüflerin aslında kaderimizin adım taşları olduğuna inandım hep. Bu tesadüfler bir şeylerin yaşanması için gerçekleşiyor. Yaşadığımız her olay, bizi başka bir şeylere hazırlıyor aslında. Kapanan kapılar, başka kapıların açılmasına neden oluyor. Gerçekleşen herşeyin bir nedeni var. Önemli olan bunlara nasıl baktığınız ve nasıl yorumladığınız. Öğrenmemiz gerektiği için yaşıyoruz tüm o sınavları.
Kitapta da yazdığı gibi,
“Hayatın önümüze koyduğu tüm sınavların bir anlamı olduğunu artık biliyorum. Aynı yerden çıkan sorular hala göremediğimiz ve öğrenemediğimiz bir takım şeyler için… “Gerçekten ne istiyorum” sorusunu sormayı, gerçekten içinden geleni yapıp iyi ki yapmışım demeyi öğrenmek için yaşadıklarımı düşününce buna daha çok inanıyorum galiba.”
Kitabı okumanızı öneriyorum. Herkesin kendinden bulacağı şeyler var bu kitapta.
“Konuştular, sustum. Çünkü çok anlamlı bir şey diyecektim.”
Annem atmasaydı, babam tutmasaydı, amcam bir kere olsun altılıyı tuttursaydı. Barbie ve Ken’in bebek olmadığını herkes anlamış olsaydı, sırtımızı o koca çınar ağacına hiç dayamasaydık. Zeus’la Europa’nın o mitolojik hikâyesi söze dökülmeseydi, Superman mavi taytının üstüne o kırmızı donu giymeseydi, kadın olarak evrildikçe sarkmasaydık, belki de her şey çok farklı olabilirdi. Ama olmadı…Senin İçinde bir sıkıntı var, çünkü burada benim dilimin ucu çınlıyor.”
Kitabı okurken sizin de yüreğiniz çınlayacak… 🙂
Emeğine Sağlık Sevgili Neyran Günüçer…