Eşimle sohbet ederken, konu bir hafta sonumuzun nasıl geçtiğine geldi ve çemberin dışından kendimize bir bakmak istedik. Baktığımızda da gördüğümüz tablo, oradan oraya koşturan, doğru dürüst evde ayağını uzatıp zaman geçiremeyen, sıkılmaya bile vakit bulamayan, kendine ayırdığı zamanı çok az olan, hatta belki de hiç olmayan bir çift gördük. Bu karmaşanın sebebi nedir diye sorguladığımızda ortada başka bir suçlu aramaya hiç gerek yoktu, çünkü bu kaosu yaratan biziz. Yeri geliyor, bu kaos içinde kızım da bizle beraber oradan oraya hareketli bir haftasonu geçiriyor.
Hafta içine bakalım dedik, durumun daha da vahim olduğunu gördük. İş güç, çalışmak, eve gelmek, ev işleri, ödevler, vs derken çocuğumuzla kaliteli bir iki saat geçirmek için uğraşmalarımız, bunu yaptığımızda mutlu olmalarımız ana yapamadığımızda bizi bırakmayan vicdana azabımızı gördük. Onu mutlu etmek adına istediklerinin bir kısmını almamız, aldıklarımızla birlikte eskileri de atamayınca evde birikenlerin size verdiği rahatsızlık. Tüketirken bir yandan üretmeye çalışmak ama bu ikisi arasındaki dengeyi sağlamakta zorlanmak insanı epeyce bir yıpratıyor.
Tüm bunların yanında, binlerce gelen maillere bakmak, whatsapp mesajlarına yetişmek, sosyal medya hesaplarımızı yakından takip etmeye çalışmak. Elimizden düşürmediğimiz cep telefonumuz ile her anımızı meşgul etmek.
Gezdiğimiz AVM’ler ile daha fazla tüketmek, daha çok çeşit almak ve bazen ihtiyacımız olmayan şeyleri bile satın almak. Üstelik tüm bunları yaparken bile zamanı etkin kullanmak adına çok hızlı davranmak, daha doğrusu koşturmak. Şu anda her şey o kadar çok fazla ve o kadar çeşitte var ki. Var olanla yetinmeyip, “bu da çok güzelmiş bu da olsun” diyerek satın alıyoruz. Sonra tüm bunları alabilmek için daha çok çalıyoruz. Çok fazla eşya giriyor hayatımıza, sonra bu eşyaların içinde kaybolup gidiyoruz. Bir bakıyoruz ki bu kısır döngünün içinde kaybolmuş gidiyoruz.
Yani her şey çok hızlı ve çok kalabalık.
Sonra bir an geliyor tüm bunların içinde yorulduğumuzu fark ediyoruz. Tüm bu karmaşanın içinde çocuklarımızla kaliteli bir zaman geçirmeye çalışıyoruz. Onlarla bir iki saati yakalarsak çok da mutlu oluyoruz. Ama bu bir iki saati bile çok öncesinden planlıyoruz. Bir aksilik çıkıp da bu planlar olmazsa canımız sıkılıyor huzurumuz kaçıyor.
Çocuklarımıza bakarsak, onlar da hep meşgul zaten. Onları biz sürekli meşgule diyoruz. Okul ve ödevlerin dışında kalan zamanlarda bu koşturmanın içinde onlar da canları sıkılacak bir zaman bile bulamıyorlar. Çocuklar daha çok hayal etmeli diyoruz ama onlara bu hayal etmeleri için gerekli zamanı pek de sağlayamıyoruz galiba.
Şöyle bir bakıyorum da her şey çok hızlı, çok planlı ve çok eşyalı. Her şey çok kalabalık.
Farklı deneyimler yaşamak güzel, farklı ürünler denemek güzel, çok hareketlilik güzel, gezmek tozmak güzel ama bir yandan da dengeyi kaçırdığınız zaman size vermiş olduğu zararları geç fark edebiliyorsunuz.
Çok uzun zamandır daha sade nasıl yaşayabilirim üzerinde kafa yoruyorum. Daha az karmaşanın olduğu ama bir o kadar da daha çok üretken olabileceğim bir hayat. Hayatımda sadece gereksinim duyduklarıma yer vermek, daha az plan yapmak, daha çok şey deneyimlemek. Hayatımda yapmış olduğum değişiklikler var. Bu değişiklikler ile birlikte daha sade daha pozitif ama daha üretken bir hayat kurmayı planlıyorum. Bununla ilgili ilk büyük adımı attım. Şimdi sıra, hayatımdaki fazla kalabalıklardan kurtulmak.
İlk adım olarak e-posta hesaplarımdan başlamaya karar verdim. En son, binlerce biriken ve hiçbirini bile okuyamadığım elektronik postalarımı gördüğümde sanki bir e-posta havuzunda yüzmeye çalışan ama bir türlü bu havuzdan çıkamayan biri olarak hissettim kendimi. Zamanında bilgi almak için kayıt olduğum bazı bilgi kaynaklarını çıkarmaya karar verdim. Zaten bunları bile okuyamadığımı fark ettim. Geçmişte arşive attıklarımı temizlemeye ve ilgisiz olanları silmeye karar verdim. Bunlar arasında önemli gördüklerimi bile kaçırdığımı, okuyamadığımı fark ettim. Artık önemli ve gerekli duyduklarıma daha fazla odaklanmak istiyorum. Benim için bu ilk adım olacak.
Başarılı olur muyum bilmiyorum ama en azından deneyeceğim. Küçük bir adımın bile önemli değişimler kazandıracağına inanıyorum.
Bu süreçte yapacağım diğer bir şey is, geçmişte okuduğum bir kitabı “Daha Sade Bir Hayat” kitabını yeniden ama bu sefer daha sindirerek okumak olacak. Kitabı okumuştum çok etkilenmiştim ama maalesef okuduklarımı uygulamaya geçirme fırsatım olmadı. Her şeyin bir doğru zamanı vardır diyerek belki de bu doğru zamanın şimdi olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden bu kitabı tekrar okuyacağım.
Sonraki adımım ise fazlalıklarımdan kurtulmak olacak. Kullanmadığım fazla eşyalar, bir yerde kalmış atılmayı bekleyen gereksiz eşyalar. Başkalarının işine yarayabilecek ama şu anda bana hiçbir yararı olmayan eşyalarımı vermeyi planlıyorum. Ben zaman zaman bu işi yaparım zaten. Bir an gelir evdeki kalabalık beni rahatsız eder ve hemen fazlalıklardan kurtulma eylemine geçerim. Tüm bunları yaptıktan sonra kendimi o kadar hafiflemiş hissederim ki. Bir an zihnim bile açılır ve ben yeni düşüncelerle dalıp giderim. Aklıma yeni fikirler gelir, bambaşka bir enerji ile kaplandığımı hissederim. Ben buna Atma Enerjisi diyorum. Fazlalıkları arttıkça size yeni bir enerji geliyor.
Pek çok kişisel gelişim kitabında da okumuşsunuzdur. Yenilere yer açmak için eskileri atmak gerekir. Bu bir enerji meselesidir. Bunu denedim, gerçekten de yer açtıkça hayatıma yeni şeylerin girebildiğini gördüm.
Bu sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da fazlalıklardan kurtulmayı da içeriyor. Kafamızdan bir türlü atamadığımız düşünceler, geçmişte kalan ama halen bizimle beraber gelen ve bize negatif enerji veren kötü anılar. Küskünlüklerimiz, unutamadığımız kavgalarımız, yarım kalan işlerimiz ve daha pek çok şey. Bunlar da bizim zihnimizin kalabalıkları.
Evet artık Daha Sade Bir Hayat yaşamak lazım. Çocuklarımızla daha mutlu, daha huzurlu, bir o kadar da daha fazla üretken bir hayat. Ne dersiniz?
Dusunceleriniz benimkisine cok yakin Ben de sizin gibi dusunuyorum fazlalik hissettigim h icbirseyi tutmuyorum ya hediye ediyorum ya cope basiyorum yada bit pazarinda satiyorum paraya ceviriyorum yeni ayakkabi a ldiysam en eski yada hic giymedigim rahat etmedigim ayakkabimi atiyorum bu ne esyasi olursa olsun yatak carsafim Dahi iki takim birisini geciriyorum digeri dolapta yedek baktim biraz eskidimi yada skildiysam bir nevresim takimi aliyorum den bir takimi atiyorum yada satmak istediklerimin torbasina dolduruyorum yeni ne alirsam aynisinin bir eskisini yok ediyorum bos rahat olucak kafam gozum donmuycek Ben bu durumumdan cok memnunum herkesede tavsiye ederim hayatinizda kalabalik Eden ne varsa firlatip atsinlar ise yaramayan arkadaslarda I nsanlarda bunun icinde her eski dost en iyi dost sevgili degildir atsinlarki yerlerine yer acilsin insanlarinda bir omru var kullandigimiz esyalarinda ben Boyle dusunuyorum yanlis anlasilmasin lutfen cok uzun dostluklarim ve arkadasliklarim var Ben musade ettigim ve gorusmek istedigim surece randevulasip gorusuruz tatli bir sekilde cok ta sevenlerim var Allah razi olsunlar benimde cok sevdiklerim var onlari biraz daha ayri tutarim ozen gosteririm once Ben kizim sonra digerleri
Ne güzel.. 🙂