Kızımın günlük yazmasını hep arzu ettim, hatta okuma ve yazmayı öğrendikten sonra ona birkaç defter de aldım. Zaman zaman yazdı, çoğu zaman da bıraktı. 🙂 Aslında temel amacım yazma eylemini önemsemesiydi. Yazmanın gücünü ve keyfini keşfetmesiydi. Gerek özel hayatımızda gerekse çalışma hayatımızda yazma eyleminin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Düşüncelerimizi, fikirlerimizi, projelerimizi, duygularımız aktarabilmenin, anlatabilmenin en önemli yolu bence.

Yazmak eylemi aslında çok da önemsemediğimiz, okulda ise genelde “Kompozisyon Yazmak” eylemi ile özdeşleştirdiğimiz bir iş artık. Bilgisayar ve cep telefonu tuşları kalemin yerini aldı, uzun cümleler yerini kısa ifadelere ve emojilere bıraktı.  Yazışmak dediğimizde aklımıza çoğunlukla Whatsapp ve elektronik posta geliyor. Mektup yazmak nostaljik bir eylem oldu.

Sınavlarımız artık sadece işaretlemeden ibaret. Şıkların olmadığı bir soru karşında, “Şimdi buraya ne yazmalı acaba? ” diye düşünüyor çocuklar.

Teknolojinin gelişimine ve değişimine elbette uyum sağlıyoruz. Bu kaçınılmaz bir gerçek. Peki çocuklara yazmanın keyfini ve gücünü yaşatmak için ne yapmak gerekiyor? Ellerine bir defter ve bir kalem verip, hadi bir şeyler yaz demek yeterli mi? Süslü püslü günlük defterleri almak ve hadi günlük tut demek de yeterli mi?

Bence hayır, hatta bu durum tam tersi bir şey olabiliyor yani yazmaktan kişiyi soğutabiliyor. Günlük tutmak, birşeyler yazmak çok önemli ama başlama yolu inanın bu değil. Yolunun bu olmadığını biliyorum çünkü aynı hatayı yaptığım için rahat söylüyorum bunu. Kızıma en güzel defterleri alıp günlük yazmasını istediğimde, birkaç gününü yazdıktan sonra defteri bir köşeye koydu ve uzun bir süre eline almadı. Çünkü ondan sadece yazmasını istemiştim ve bu istekle onu baş başa bırakmıştım.

Ama ondan bloguma renk katmasını ve blogum için birşeyler yazmasını istediğimde daha heyecanla ve keyifle yazmaya başladığını gördüm. Ve hatta günlük defterini yeniden eline aldığını söyleyebilirim.

Yani işe keyifli kısımdan başlamak ve bir amaç vermek gerekiyor.

En önemlisi de birlikte yapmak gerekiyor. Çocuğunuzu bir kalem ve bir defter ile başbaşa bırakıp hadi yaz birşeyler demek yeterli olmuyor. Aslında bu diğer tüm şeyler için de geçerli. kitap okuma alışkanlığında bile önüne kitapları yığıp hadi oku demenin bir anlamı yok. ama birlikte okumak, okuduğunuz kitapları birlikte yorumlamak ve tartışmak hatta birlikte hikayeler üretmek. İşte bunun gücü yadsınamaz.

Yazmanın keyfini keşfetmek için de;

*Birlikte şiirler yazmak,

*Birlikte listeler yapmak,

*Hikayeler kurgulamak ve bu hikayeleri yazmak,

*Birlikte blog yazmak ve yayınlamak

*En sevilenleri ve sevilmeyenleri yazmak

*Birkaç kelime ile duyguları ifade etmek

*Kolaj çalışması yapıp, tasarımları birkaç kelime ile anlatmaya çalışmak

*Doğada keşfe çıkıp gözlemlediklerimizi bir deftere yazmak, gözlem defteri oluşturmak.

 

Aklınıza farklı etkinlikler de gelebilir. Ama tüm bunlar yazmanın keyfini gösterecek ve motive edecektir.

 

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz