İki gündür yorgunum, kırgınım, üzgünüm, endişeliyim, ama bir o kadar da halen umut doluyum. Daha doğrusu umutlu olmaya çalışıyorum.. Tamamen karmaşık, iç içe geçmiş duygularla yatıp kalkıyorum. Böyle durumlarda iki kurtarıcım vardır benim, biri kızımın gülümseyen yüzü diğer ise can yoldaşım kitaplar.

Elimde okuduğum bir kitap olmasına rağmen, tam da böylesine karışık duygular içindeyken kitaplığımda okunmayı bekleyenler arasında sessizce beni bekleyen Beni Beklerken isimli kitabımı aldım.. Bir şey, bir ses beni bu kitaba yönlendirdi. Size de olur mu hiç bilmem ama bazen bazı kitapların bana seslendiğini ve “beni oku, tam da şu an senin için en uygun kitabım” dediğini duyarım. Sibel Oral’ın yazdığı “Beni Beklerken” kitabı da bana bugün böyle seslendi işte.

Ve bir günde bitirdim kitabı.. Bir solukta, bir yudumda, bir adımda…            

Kitapları okuma süreniz aslında hiç de sayfa sayısına bağlı değildir. Yani en azından benim için böyledir. Yeri gelir 50 sayfalık bir kitabı 50 günde bitirmişliğim de olur, 500 sayfalık bir kitabı 5 günde bitirmişliğim de. Önemli olan içindeki hikayenin sizi nereye sürüklediğidir. Satırlar bir uçan halı misali gibi sizi alıp hızlıca götürüyorsa okuduğunuz kitabı çok hızlı bitirirsiniz.

Bu kitap bugün benim için tam da böyleydi.. Uçan bir halı..  Hikaye ile bütünleşip her satırında kendimi buldum ben.. Bu yüzden başladıktan sonra elimden bırakamadım.

Çok sevdiğim çayımı tazelemek için bile kalkamadım. Yapılması gereken acil işlerime aldırmadım, kahvaltı bile yapmak istemedim…

Hikayenin kahramanları Özlem, Duygu ve Bayan X ile bütünleştim adeta.. Bir yanım Duygu oldu, bir yanım Özlem.. Ama en çok da Bayan X ile özdeşleştim..

Kimi yerde akan gözyaşlarım ile içim yıkandı adeta.. Ağlamak istiyordum ama bir türlü yapamıyordum.. Gözyaşlarım bana çok iyi geldi.

Her kitap size bir şey öğretir, ben de bu kitapta kendimi bulmayı öğrendim, hem de yeniden.. Geçen sene keşfetmiştim aslında kendimi.. Yaşadığım derin öfke ve kırgınlık ile bu keşfi iliklerime kadar yaşamıştım. Yaşanılan her acının size kazandırdıkları vardır aslında bana da kendimi keşfetmemi sağlamıştı. Bugün bu kitap da bu keşfi bana yeniden yaşattı.

Çok şey yazdım biliyorum, bu kitabı sadece “Mutlaka Okuyun” diye kısa bir not ile de önerebilirdim sizlere.. Ama olmazdı, bir şey eksik kalırdı. Bundan dolayı da tüm bunları yazmak istedim.

Okuyunca beni daha iyi anlayacaksınız…

Ve Sevgili Sibel Oral, yüreğine sağlık, emeğine sağlık…

“Hayır Anne!, Hayır Baba! Bana hiç seçim hakkı tanımadınız, beni dinlemediniz, duymadınız. Ben sizi anlamak için olduğum yerde çırpınırken siz, beni anlamak için kılınızı bile kıpırdatmadınız. Okuduğum kitaplar, dinlediğim şarkılar, giydiklerim, bakışlarım, ses tonum bile suç oldu sizin için. Deliller ortada, zanlı benim, mağdur sizsiniz, öyle mi?… “Beni Beklerken”

 

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz