Yol alabildiğince uzuyor, eve varmaya saatler var ama bu yolculuğu da özlemişim sanki. Hava müsaade ediyor ve tüm güzelliğini gözler önüne sererek “yolculuğun keyfini çıkarın” diyor bize. Bazen Kümülüs bulutlarının aldığı şekillere yorumlar yapıyoruz, bazen de sakince gökyüzünün renk değişimlerini izliyoruz. Gökdelenlerin olmadığı uçsuz bucaksız tarlalar ile tek katlı evlerin kendi bahçelerindeki o naif duruşları doğaya ayrı bir güzellik katıyor.
Uçsuz bucaksız, yeşilin her tonunun hakim olduğu tarlaları çok uzun zamandır görmediğimi ve renklerin dans ettiği gökyüzüne ise epeydir hiç dikkatli bakmadığımı fark ediyorum. Bundan dolayıdır ki, çok yorgun olmama rağmen uyumak istemiyorum ve şoför koltuğunun yanındaki yerimde yolculuğun keyfini çıkarıyorum.
İş için gittiğimiz Sivas’dan dönüş yolumuz böylesine güzel ve keyifli geçerken, keyif alacağımız ve doğayı keşfedeceğimiz bu yolculukları çalışma hayatımıza borçlu olmayı bir yandan yadırgıyorum. İllaki iş mi olması gerekiyordu, atlayıp memleketimin güzel yerlerini, uçsuz bucaksız yeşil tarlalarını, köylerini, tarih kokan şehirlerini keşfetmeyi, nedensizce, sadece öğrenmek ve mutlu olmak amacıyla yapmak bu kadar zor mu diyorum kendime.
Gezmek güzel, keşfetmek güzel…
Renklerin dans ettiği ve bulutların adeta resimlediği gökyüzü ise ayrı bir güzel…
7 Mayıs Cumartesi akşam üstü çekilen bu fotoğraf da bu güzel yolculuğun anlık eserlerinden sadece bir tanesi. Tam da Anneler Gününden bir gün önce, bu güne özel olarak, çocuklarını kucaklamaya çalışan bir Ejderhayı andırıyor o güzelim bulutlar 🙂 Her canlıda “Annelik”, aynı sevgiyi ve coşkuyu içermiyor mu zaten…