2008 yılında, ikizlerimi 30 haftalık iken dünyaya getirdim. Hamileliğimde yaşadığım bazı şansızlıklar maalesef beni erken doğuma götürdü ve 30 haftalık iken kızım ve oğlum planlanandan çok daha erken hayata merhaba dediler. Kızım doğduğunda 1100 gramdı, oğlum ise 1600 gram.
Her ikisinin de doğum sonrası hemen kuvözlere götürülmesi ile ben hayatımda ilk kez kuvözlerle tanıştım. Oğlumu, doğumdan bir gün sonra kaybettik, kızım ise bir ay kuvözde kaldı. Her gün sadece yarım saatliğine beni içeri alıyorlardı. Çok zorlu bir süreçti bizim için o günler. Küçük bir makinenin içinde kablolara bağlanmış bir halde yaşama tutunmaya çalışmasını, mücadelesini seyretmek gerçekten çok zordu. Tüm bu süreçte bir yandan da bu makineyi kimin icat ettiğini düşünmeye başlamıştım. Kızımın yaşama tutunmasında bu cihazın yeri ayrı bir önemliydi benim için. Prematüre doğan tüm bebekleri yeniden hayata bağlayan çok önemli bir buluştu bu cihaz. Yeni doğan bakım ünitesinde tedavi gören tüm bebekler küvözleri içinde hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı.
Kızım, Aralık 2008, 1100 Gram
Kızım büyüdü, çok şükür onunla birlikte hayatımıza devam ediyoruz. İşim gereği Fikri Mülkiyet Hakları konusunda çalışmalar yürütüyorum ve eğitimler veriyorum. Buluşlar, tasarımlar, inovatif ürünler ve bunların yasal korunma süreçleri ile iç içeyim. Buluşların korunması Patent başvurusu ile gerçekleştiriliyor. Yani eğer bir ürün tasarladıysanız ve bu ürün, dünyada yeni bir ürün ise bunu yasal olarak kullanma ve üretme hakkına patent belgesi alarak sahip olabiliyorsunuz.
Patent ile ilgili çalışmalar yürütürken, merakımdan bu küvözü kimin icat ettiğini öğrenmek istedim ve bir araştırma yaptım. Hikayesi çok ilginçti, sizlerle de paylaşmak istedim.
1824’te İngiltere Kraliçesi Victoria’ya beş yaşında ve henüz prenses iken bir kuluçka makinesinde yumurtadan çıkmış civcivler hediye edilmiş. Bu Yapay kuluçkalama yönteminin kraliyet tanıtımı, küvözün icat edilmesinden tam 50 yıl önce gerçekleşmiş. Yani henüz böyle bir cihaz bulunmamışken, yapay kuluçkalama cihazı varmış.
Doğum uzmanı olan Stephane Tarnier, 1850’de tıp eğitimini tamamlamış ve hekimliğe başlamadan önce, doğum konusunda deneyim kazanmak için Paris’teki Maternite Doğum Hastanesi’de pek çok kadının doğum esnasında ölümüne neden olan loğusa humması üzerine yaptığı incelem onu doğum uzmanı olmaya yöneltmiş ve 1867’de hastanenin başhekimi olmuş.
Tarnier, 1878’de Paris’teki hayvanat bahçesinin müdürü Odile Martin’i ziyarete gittiği bir gün, tropik kuşları yumurtadan çıkarmak için kullanılan kuluçka makinesini görmüş. Tarnier, bu düzeneği bebeklerde kullanmak üzere özere ödünç istemiş. Tarnier, Maternite Hastanesi’nde bu kuvözü kullanmaya başlayınca, hastanede düşük kiloda doğan bebeklerdeki ölüm oranı neredeyse yarı yarıya düşmüş.
9 Nisan 1880’de Martin, “Farklı amaçlar için kullanılmak üzere kuluçka makinesinde yenilikler” ile ilgili patent başvurusu yaparak, bu buluşun patentini almış.
Daha sonrasında bu cihaz, farklı kişiler tarafından geliştirilmiş.
Portatif Bebek Küvözü, Buluş Sahibi : Gordon Armstrong, 1953
PORTABLE BABY INGUBATOR Filed July 12, 1950 2 Shecs-Sheet 1 INVENTOR. GORDON ARMSTRONG I HIS ATTORNEYS G. ARMSTRONG PORTABLE v BABY INCUBATOR June 9,1953
Patent taraması yaptığımda, şimdiye kadar pek çok farkı patent başvurusunun yapıldığını, küvözlerle ile ilgili yapılan her bir gelişme ve Ar-Ge çalışmasının koruma altına alındığını gördüm. Şimdiki küvözler gerçekten son derece teknolojik. Daha da bu teknoloji gelişecektir buna eminim.
Teknoloji sürekli değişiyor ve gelişiyor. Hayatımıza yeni icatlar giriyor. Daha önce kullandığımız pek çok cihazın, makinenin teknolojik gelişimlerini hayretle inceliyoruz. Bu böyle olmaya da devam edecek. En güzeli de sağlık alanındaki teknolojik gelişmeler. Bunların yeri bence ayrı bir önemli.
Buluş yapmak, inovatif ürünler tasarlamak ve üretmek çok mu zor derseniz, aslında önemli olan problemi tanımlamak ve bun nasıl çözebilirim sorusunu sürekli kendimize sormak. Stephane Tarnier, kendi alanında yaşadığı bir problemi çözmek için, kullanılan başka bir teknolojiden yararlandı ve yeni bir fikirle küvözü icat etti.
Çocuklarımıza, yaratıcı olmakta ve fikir üretmede bu yaklaşımı kazandırabilmek çok önemli bence. Fikir üretebilme yeteneğini onlara kazandırabilmeliyiz.
Hayatınızdan, yaratıcı fikirler hiç eksik olmasın 🙂