Ben kapıları çok severim
Her kapının arkasında ayrı bir yaşanmış hikaye vardır. Farklı hayatlar, farklı kişilikler, farklı acılar ve mutluluklar.
Kim bilir kimlerin gözyaşları kimlerin kahkahaları vardır bu kapıların ardında.
Ne zaman kapalı bir kapının önünden geçsem, acaba burada nasıl bir hayat yaşanıyor, kimler ne yapıyor diye çok merak ederim.
Her bir evin kapısı benim için farklı bir hikâyenin giriş kapısıdır.
Geçen haftalarda Alaçatı seyahatimde de, gördüğüm her bir kapıyı merak ettim, arkasında nasıl hikâyeler var diye. Çekebildiğim kadar fotoğraflarını çektim bu kapıların. Hepsi ayrı bir güzel, hepsi ayrı bir gizem benim için.
Ben kapıları çok severim.
Hayatımızda da açılmasını beklediğimiz kapılar yok mudur? Sabırsızlıkla beklediğimiz, bir an önce açılmasını istediğimiz kapılar.
Sabırla bekleriz, bir gün bu kapı benim için de açılacak deriz.
Ne demiş Mevlana:
Kapı açılır, yeter ki sen vurmayı bil. “Ne zaman?” Bilmem; ama yeter ki o kapıda durmayı bil !
Bazen bazı kapıların kapanması bizim için hayırdır. Yeni kapıların açılmasına vesile olur. Farklı güzellikler katılır hayatımıza. Bir kapının açılması ne kadar iyi ise bazen de kapanması iyidir belki bizim için.
Ben kapıları çok ama çok severim..