Bundan yaklaşık 7-8 yıl önce annem kolundan rahatsızlandı ve doktoru fizik-tedavi görmesi gerektiğini söyledi. Kolunda kas yapışması olmuştu ve bundan dolayı da kolunu hareket ettirirken çok acı çekiyordu. Böylece hemen fizik tedaviye başladık.  Fizik tedavi sırasında doğal olarak kolu açmak için bazı hareketler yaptırıyorlardı ve bu hareketler de ona gerçekten çok acı veriyordu. Bu nedenle ben de annemi yalnız bırakmadım bu süreçte ve onunla birlikte her seansa gittim.

Bir doktor kontrolü sırasında, annemin doktoru kolun durumunu daha iyi anlama adına bazı hareketler yaptırmaya başladı. Annemin yüzüne baktığımda çok ağrıdığını ve acı çektiğini görebiliyordum. Ama dediğim gibi kolunda kas yapışması olmuştu ve bu kasların da hareketlerle açılması gerekiyordu. Bir an doktor annemi konuşturmaya başladı ve birkaç soru derken ani ve hızlı bir hareketle kolu arkaya doğru sert bir şekilde itti. Bu kasların açılmasını sağlamak içindi.

O an annem can havliyle ve acı içinde “Annem” diye bağırdı.

Evet, 60 yaşına merdiven dayamış, yıllar öncesinden annesini kaybetmiş olan annem, o an canı yanarken “Annem” diye haykırmıştı.

Bir an şaşırmıştım ve annemin “Annem” diye haykırmasına öylesine içim yanmıştı ki. Kaç yaşında olursanız olun, ister 3 ister 30 ister 60 yaşında, annenize her zaman ihtiyaç duyuyorsunuz. En mutlu ya da en acı anınızda ilk aradığınız, yanınızda olmasını istediğiniz kişi de o oluyor.

Annemin de o an acılı haliyle “Annem” diye bağırması da bu yüzdendi.

Çok şanslıyım ki, annem hayatta. Her anımda yanımdaydı. En kötü günümde, hastalığımda, sağlığımda, mutluluğumda, canım sıkıldığında, sevinçten havalar uçtuğumda, işe girdiğimde, mezun olduğumda ve anne olduğumda yani hayatımın her anında.

Zor bir evliliğin içinde sahip olduğu 3 çocuk onun en değerli varlıklarıydı. Yeri geldi bizimle ağladı, yeri geldi bizimle güldü. Hayatımızdaki çoğu güzel ilkleri bize o yaşattı.

Yaşını başını almış, yuva kurmuş, anne-baba olmuş biz çocukları halen onun gözünde küçük bir çocuğuz.

Geçenlerde 9.kat evin balkonundan dışarıya bakarken bana “Aman çok sarkma düşersin “ demesi de bu yüzden 🙂

Halen, en ufak gecikmemizde aklına gelebilecek en kötü senaryolarla birlikte bizi telaşla bekler.

Her yola çıkışımızda annemin dua mırıldayan dudaklarına bakarken bilirsiniz ki çok güvendesinizdir. O tüm duaları en içten şekilde etmiştir çünkü.

Zaman zaman durduk yere bize içli ve üzgün gözlerle bakar, sırtımızı şöyle bir okşar ve öper. Ne oldu anne deriz; geçmişte şurada size haksızlık yapmıştım, sizi üzmüştüm keşke yapmasaydım der.  Sorsanız yıllar öncesinin olayıdır, biz hatırlamayız bile. Ama işte anne bu hiç unutmaz. Ve vicdan azabı hep onunladır.

Ona olan minnetimi ve sevgimi anlatabilecek bir cümle kuramıyorum. Ona olan sevgimi tarif edebilmem mümkün değil.

Ve bir şekilde annesiz büyümek zorunda olan, erken yaşta annesini kaybetmiş kişilerin, hayatlarının ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum. Ama bilin ki onlar bu hayatta fiziki olarak dahi olmasalar bile sevgileri her yerde ve her an yanınızda.

Annem de kendi annesini nişanlıyken kaybetmiş. Yuvasını kurarken yanında olamamış maalesef. Fakat düğünden birkaç gün sonra rüyasında görmüş onu. Evini gezdirmiş ona ve “Bak Anne“demiş, “nasıl evim güzel oldu mu?” Hiç seslenmemiş Anneannem.

Birkaç gün sonra babaannem annemi aramış ve demiş ki, “ben anneni rüyanda gördüm; bana dedi ki, ellerinize sağlık herşey çok güzel olmuş…

Evet, anneannem aslında hep annemin yanındaydı, bunu biliyorum. Zor geçen tüm günlerinde ayakta kalmasını sağlayan, ona güç veren, yaşama gücü veren de oydu. 

Ve ben de 2008 yılından bu yana bir Anneyim.

Çok değiştim. Hayata bakış açım değişti, değerlerim değişti, önem verdiğim konular değişti. Şuanda kızımdan başka hiçbirşey ama hiçbirşey önemli değil benim için. Tüm diğer anneler gibi. Kızım için tek bir kalemde her şeyi silebilirim…

Emek, sevgi, coşku, yaşam gücü, fedakarlık, çile, yorgunluk, dikkat, ilgi, özlem, vicdan azabı, gözyaşı, mutluluk, acı, ve daha birçok kavramın tek bir kelimede birleşmesidir annelik.

Ama en çok ne derseniz Sevgi ve Emek derim.

11 Mayıs Pazar günü Anneler günü… Tüm annelerimizin ve tabii ki canım Annemin Anneler günü kutlu olsun.

Ve özellikle bir şekilde evladını kaybetmiş, evlat acısı çeken annelerimizin de anneler gününü kutluyorum. Her günleri acı içinde geçen bu annelerimiz için bugünün daha da zor olacağını biliyorum.

Acılarını yürekten ve içtenlikle paylaşıyorum. 

Her kadının Annelik gibi dünyanın en güzel duygusunu hayatında bir kez dahi olsa yaşamasını diliyorum

396131_4463960714776_768567478_n1

Canım Annem… 1967 

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz