Bütün bir yaz boyunca kızımın en çok zaman ayırdığı şey “oyun oynamak” oldu. Zaman zaman evde kendi başına, çoğunlukla bahçede arkadaşlarıyla, bazı günler de arkadaşlarının evinde oyunlar oynadı. Birlikte geçirdiğimiz zamanlar da oldu elbette. Birlikte geçirdiğimiz zamanlarda resim yaptık, projeler ürettik, beyin fırtınaları yaptık. Zaman zaman minik keşif gezileri de gerçekleştirdik. Öyle böyle derken de koca bir yaz tatilini geçirdik elbette.

Kitap okuduğu zamanlar da oldu ama benim kadar çok değil. Bu konuyu bir uyku öncesi sohbetinde konuştuğumuzda, bazı kitapları okumaktan hoşlanmadığını ve bundan sonra kitap seçimlerinde kendi okumak istediği kitapları almayı ve okumayı istediğini söyleyince hemfikir olup anlaştık. Geçen gün kendi seçtiği kitabı tam iki günde bitirdi ve benden serinin diğer kitaplarını da istedi. Yani anlaşmanın sonuçlarını hemen almaya başladık. 🙂

Ama elbetteki zaman akıyor, yaz mevsimini bugün itibari ile kapatıyoruz. Okulların açılmasına da yaklaşık iki hafta kaldı. Geçen gün eşimle birlikte kızımızı karşımıza aldık ve okul öncesi neler hissettiği, bir şeye ihtiyacı olup olmadığı ile ilgili bir sohbet yaptık. Kızım önce yüzünü ekşitti ve bir süre sessiz kaldı. Bu sessizlik aslında bir sıkıntısı olduğunu gösteren bir işaretti. Neden yüzünü ekşittiğini sorduğumuzda ise, “Anne ben çok korkuyorum” dedi. Doğrusu önce eşimle birlikte şaşırdık, çünkü normalde okula gittiği tüm günlerde hiçbir zaman yüzünü ekşitmez, korktuğunu söylemezdi ve güle oynaya giderdi. Hasta olduğunda ve okula gidemediği günlerde bile çok üzülürdü. Kendisini korkutan  şeyin ne olduğunu sorduğumuzda ise “Matematikten korkuyorum, yeni konuları ya anlayamazsam, problemleri çözemezsem” dedi. Ve “Ben Fen bilimlerini matematikten daha çok seviyorum” diye hemen ekledi. Fen Bilimleri dersini çok sevdiğini bana daha önce de söylemişti.

Fen bilimlerini çok sevebilirsin bu güzel bir şey. Ama bir dersten korkmak başka bir şey. Belki de aslında Matematiği de çok seviyorsun ama korkun sevgini engelliyordur.” dedim.

Biraz düşündü, “Evet aslında öyle galiba” dedi.

Hem ben hem de babası kendisine her zaman destek olacağımızı, öğretmeninin de yanında olduğunu ve asla korkmaması gerektiğini konuştuk. Sonuçta derslerini çalışarak ve konuları iyi dinleyerek her yeni bilgiyi öğrenebileceğini  söyledik. Şimdiye kadar Matematikte çok iyiydin, yine iyi olacaksın merak etme dedik..

Yarım saat süren bu sohbet inanın çok iyi geldi. 🙂 

Bugün sabah kalktığında yeni aldığı okul çantasına bakıyordu ve birden bana dönerek “Anne ben okulumu, arkadaşlarımı ve öğretmenimi çok özledim ve artık korkum yok” dedi. 🙂

Öpüştük, sarıldık…

Okul öncesi hazırlıklara başladığınızda, en büyük hazırlık faaliyetinin çocuğunuzla sohbet olduğunu söylemek isterim. Gerisi inanın boş…

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz