Bir düşünün ve zihninizde resmedin; bir bahçeniz var, kendi yetiştirdiğiniz çiçekler, yeşil alanlar, hatta ağaçlarınız… Kuşların konduğu yuvalar, sallandığınız bir salıncak, dost sohbetleri yaptığınız masanız, etrafı aydınlatan fenerler☉
Her gün bu bahçeye özenle bakıyorsunuz, daha da güzelleştirmek için çaba sarf ediyorsunuz.🍀
Sonra bir bakıyorsunuz, biri sizden izin almadan çitlerden atlayıp bahçenize giriyor. Belki tanıdığınız biri ya da tanımıyorsunuz, hiç fark etmez. İzin almadan bahçeye giriyor ve ayakları ile çiçekleri eziyor, elindeki çöpü bahçeye atıyor, ağaçlardaki olmamış meyveleri koparıyor, sonra da hiçbir şey olmamış gibi çekip gidiyor.
Bakıyorsunuz arkasından, onu engelleyemediniz. Kızgınsınız ve öfkenizi nereye vereceğinizi de bilmiyorsunuz.
Oysaki sabah güne pozitif bir enerji ile uyanmıştınız. Sahip olduğunuz o güzel enerjinizi, bahçenizi yeniden temizlemek ve güzelleştirmek için harcamaya başlıyorsunuz. Ve günün sonunda bir bakıyorsunuz ki enerjiniz bitmiş.
O gün yapmayı hayal ettiğiniz pek çok şey vardı. Başka bahçeleri ziyaret edecektiniz, yeni tohumlar alıp bahçenize dikecektiniz. Pek çok güzel insanı ağırlayacaktınız. Ama yapamadınız, enerjiniz de zamanınız da kalmadı çünkü.
İşte zihniniz de sizin bahçenizdir dostlar. Size gelip ne kadar negatif enerjisi varsa aktaran, sürekli şikayet edip kurban rolünü oynayan, dertlerini anlatıp ama hiç de eyleme geçmeyen insanların size verdiği zarar da aynen böyledir. Eğer siz izin verirseniz, çöplerini gelip sizin bahçeye dökerler,
Paylaşmak, dertleşmek güzeldir. Ama sizin izin verdiğiniz sınırlar içinde, çözümler üreterek, yeni şeyler keşfederek yapıyorsanız güzeldir. Bunun dışında insanların kıymetli bahçenize zarar vermesine izin vermeyin.
Bahçenize yeni tohumlar getiren, daha da güzelleştiren, bahçenin kapısından sizin izninizle giren misafirleri ağırlayın.