“Sizler var olan şeylere bakıp ‘Neden?’ diye soruyorsunuz. Ben var olmayan şeyleri hayal edip ‘Neden Olmasın?’ diyorum.”
G. Bernard Shaw (1856-1950) İrlandalı oyun yazarı, London School of Economics kurucularından
Girişimcilikte iyi fikir ve sermayenin varlığı elbette çok önemli ama bir o kadar da önemli olan bir şey daha var; o da manevi destek. Çevrenizden ve ailenizden alacağınız manevi destek çok ama çok önemli. Bu desteğin özellikle kadın girişimciler için ayrı bir önemi olduğunuz düşünüyorum.
2016 yılında kendi işimi kurmaya karar verdiğimde benim için radikal olan bir değişikliği hayatımda gerçekleştirmem gerekiyordu. Profesyonel çalışma hayatımdan ayrılarak kendi işimi kurmak benim için radikal bir değişimdi ve bu değişim sadece beni değil ailemi de etkileyecekti.
O dönemde başta eşim olmak üzere ailemin bana verdiği desteği unutmam mümkün değil. Üstelik bu destek sadece işin başında değildi, hep devam etti ve halen bile sürüyor. Her girişimde olduğu gibi benim de zaman zaman sıkıntı çektiğim, hedeflerime ulaşmakta zorluk yaşadığım dönemler oldu elbette. Ve verdiğim yanlış kararlar da. Ama her durumdan bir şeyler öğrenerek çıkabilmek için çok çabaladım ve ailem de bu çabama el verdi.
Girişimcilere ve özelikle kadın girişimcilere en büyük tavsiyem, yanınızda, arkanızda duran, sizleri destekleyecek kişileri yolunuzun başında belirlemeniz. Size köstek olanlara da kulak tıkamanız. Eğer kendinize inanıyorsanız, çevrenizdeki tüm negatif kişileri etrafınızdan uzak tutmaya çalışın.
Ailenizden en yakın kişilerden destek göremiyorsanız ve onlara sırtınızı çeviremiyorsanız, yapabileceğinizi ve inancınızı onlara daha çok anlatın, duygularınızı ve düşüncelerinizi inatla paylaşın.
Motivasyonuzu sağlamak için kendi “sihirli kelimenizi” bulmanızı ve bu kelimenizi gözünüzün önünde, zihninizin en belli başlı köşesinde bulundurmanızı tavsiye ederim. Girişim projenize bir isim verin ve bu isim sizi motive edecektir. Motivasyonunuzu kıran olumsuz bir bildirim aldığınızda bu sihirli kelimenizi tekrarlayın ve yola devam edin. Örneğin benim yazmak konusunda belirlediğim sihirli kelimem, “John Steinbeck Ruhu” dur. 🙂
Motivasyon konusu gündeme gelmişken; yarışan kaplumbağaların hikayesini de çok severim;
Bir gün kaplumbağalar arasında yarış düzenlenir. Yarışmacı kaplumbağaların hedefi, kulenin tepesine ilk önce varan kaplumbağa olabilmektir. Tüm kaplumbağalar arkadaşlarını izlemek üzere yarış alanında toplanırlar. Yarışmayı seyreden kaplumbağaların hiçbiri arkadaşlarının kulenin tepesine kadar çıkabileceğine inanmaz. İnanmadıkları için de “Yazık! Hiçbiriniz kulenin tepesine ulaşamayacaksınız, başaramayacaksınız” diye sürekli söylenirler.
Bir süre sonra kulenin tepesine gerçekten ulaşamayacağını düşünen kaplumbağalar yavaş yavaş yarışı bırakırlar. Seyircilerin olumsuz haykırışlarına kulak asarak kendilerine olan inançlarını yitirirler. Yarışı bırakanları gören seyirci kaplumbağaların sesleri de daha fazla yükselir. “Zavallılar, hiçbir zaman kulenin tepesine ulaşamayacaklar. Başarmanız imkansız”
Sonunda bir kaplumbağa hariç hepsi ümidini yitirerek yarışı bırakır. Yarışta yalnız kalan kaplumbağa büyük bir hırs ve azimle tırmanmaya devam eder ve sonunda kulenin tepesine çıkmayı başarır. Yarışmacı ve seyirci kaplumbağaların tümü büyük bir şaşkınlık içindedir ve bunu nasıl başardığını sorarlar kaplumbağaya. Fakat o an fark ederler ki kuleye çıkan kaplumbağa sağırdır.
Bu olaydan sonra kaplumbağalar, olumsuz düşünenleri duymayıp sabır ve kararlılıkla hedeflerine doğru yürümeye devam ettiklerinde nasıl yol alabileceklerini, neleri başarabileceklerini öğrenirler.