O bizim minik meleğimizdi. Apartmanımızın minik kuzusuydu.
Biz taşındığımızda kızım Yaren 2 yaşındaydı. Derin ise 1 haftalık idi.
Derinsu’yu Pazar gecesi kaybettik. Daha 3 yaşındaydı.
Hepimizde derin bir acı bıraktı. Bu yazıyı gözyaşları içinde yazıyorum.
Annesine babasına bıraktığı acıyı zaten benim tarif edebilmem mümkün değil. Allah onlara sabır versin.
Evlat acısı en büyük acı, sözün bittiği yer.
Biliyoruz ki o, en güzel yerde ve bize gülümsüyor. O çok mutlu.
Sesi kulaklarımdan hiç gitmiyor. En son konuştuğumuzda bana okula başlayışını anlatmıştı. Yeni kreşe başlamıştı ve çok mutluydu.
“Çiğdem teyze benim de bir çantam var, kitaplarım var” dedi. “Yarenin gibi” dedi.
Yaren’ime “Yayen” derdi.
Kıpır, kıpırdı. Herkese neşe verirdi.
Apartmanımızın minikleri bahçede oynamak için buluştuklarında dünyanın en mutlu tablosunu görmeniz mümkündü.
Zor ayırırdık birbirlerinden
Derin, Yaren, Selim, Kuzey, Deniz Mina, Sude, Buse, Kemal, Derin..
Hepsi bir arada öylesine güzel oynardı ki.
Çok ani ayrıldı aramızdan.
Küçük bir yavruyu uğurlamak ne kadar çok zormuş.
Bu bana çok ağır geldi.
Bu yazıyı yazıyorum, bir anı olsun; kızım ve diğer çocuklarımız büyüyünce bu yazıyı okusunlar, Derinimizi hiç unutmasınlar diye.
Rahat Uyu Kuzum.
SENİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ
Âmin Allah hepinize sabır versin
allahim.rahmet eğlesin meleği.. allahım annesin babasins ve tüm sevdiklerine sabir versin..