Gözünü açtığında ter içinde kalmıştı. Sanki rüyasında gördüğü yangının gerçekten içinde kalmış gibiydi. Yüzü al al olmuştu. Pencereden dışarı bakıp o güzel mis gibi bahar havasını gördüğünde ise derinden bir “ohhh” çekti. Günlerden Cumartesiydi ve en sevdiği gündü. En sevdiği gün olmasının sebebi de annesinin o gün işe gitmeyecek olmasıydı. Hemen üstünü giyindi ve annesinin yanına gitti. Annesi mutfakta kahvaltıyı hazırlıyordu, gece o da hiç uyumamıştı ve çok yorgundu. Zaten bu aralar annesi hem yorgun hem de üzgündü. Elinde olsa da ona yardım etseydi ama bu anne-baba ilişkilerini hiç anlamıyordu.
Yeniden rüyası aklına geldi minik Çiçek’in. Evleri yanıyordu, hem de cayır cayır, ve o sadece yangını dışarıdan üzüntüyle seyrediyordu. Rüyalar onu çok etkilerdi ve annesinin dediği gelirdi hep aklına, “Her rüyanın bir anlamı vardır, her rüya bir habercidir.” Birden ürperdi, acaba bu yangın, ailesinin dağılması anlamına mı geliyordu? herşeyin daha da kötüye gideceğinin bir habercisi miydi? Aklına gelen ilk yorum bu olmuştu.
Düşünceleri aklından hemen kovmaya çalıştı ve annesinin yanına gitti. Hem annesi hem de en yakın arkadaşı… Can yoldaşı… Minik yaşına rağmen onu çok iyi anlıyordu. Çok zor günler geçiriyordu annesi ama buna rağmen kendisi ve kardeşi için ayakta kalmaya, güçlü olmaya çalışıyordu..
O cumartesi günü bolca eğlendi Çiçek; evlerinin karşısındaki tarlada koştu, doyasıya oynadı. Ama o günden sonra da herşey daha da kötüleşti. O çok sevdiği evlerinden ayrılıp, daha kötü şartlarda bir eve taşınmak zorunda kaldılar. Evleri taşınırken ve annesinin yüzündeki o yıkılmış ifadeyi görürken aklına rüyası geldi. Evet, yangın bir haberciydi, herşeyin alt üst olacağına dair bir haber. O rüyadan sonra yaşadıkları teker teker gözünün önünden geçti; kavgalar, eve gelen haciz memurları, giden eşyalar. Evlerinin birden bire satılışı, annesi ile el ele tutuşup düşük kirada bir ev aramaları.. Sonra buldukları bu bahçeli minik ev ve bunun devamında yaşadıkları.
O günden sonra Çiçek rüyalarına hep güvendi. Bir genç kız olduğunda, bir anne olduğunda da rüyalarına hep inandı. Her rüyası ona bir mesaj verdi ve Çiçek bu mesajları dikkate aldı.