Kızımla kuafördeyiz, akşam olacak bale gösterisi için kızımın saçlarını yaptırıyoruz. Benim kafamda binbir tilki geziyor o anda, gösteri için bir eksiğimiz aman olmasın, annemi bir arasam da onu ne zaman alacağımızı söylesem, acaba saçı güzel olacak mı? Evden kaç gibi çıksak falan filan derken, tilkilerin kafamın içinde binbir takla atmasına engel olamıyorum.

O sırada gösteriye katılacak olan kızım ise gayet rahat, kuaförün gösterdiği koltuğa oturuyor ve başlıyor sohbete ve sorularını sormaya..

Abi senin adın nedir? Sen çizgi filmdeki bir abiye benziyorsun biliyor musun.

Saçıma farklı bir model topuz mu yapsak acaba? neyse daha önceki gibi olsun, o da güzel olmuştu.

Şuradaki makinenin üzerinde neden “çıplak gözle bakmayınız” yazıyor? Neden bakmayalım ki?

Bakarsak ne olur?

İbrahim Abi, bu makine ne işe yarıyor?

Saçıma sıktığın şey nedir?

Anne, İbrahim abinin sıktığı bu sprey saçımı yumuşak yaptı, biz de alalım bundan.

Abi, bu tokalarla ne yapacaksın? Kaç tane takacaksın?

Saç spreyi zararlı mıdır?

Yıkanınca geçer mi?

Veee daha pek çok soru, sohbet derken, bir ara güldüm. Bu kadar kuaföre gittim, bu kadar soru sorduğumu ve merak ettiğimi hatırlamam. Şu anda bile, kafamda gezen pek çok tilki nedeni ile kızımın gördüğü ve sorduğu tüm detayları ben hiç fark edemedim. Kızımın soruları ile kendime geldim ancak.

İşte biz yetişkinlerle çocuklarla aramızdaki en büyük fark bu.

Merak etmek ve Soru Sormak… Detayları Görebilmek..

Biz Bakarken, Onlar Görüyorlar.

Kuaföre gittiğinizde çocuklarınızı yanınızda götürün, göreceksiniz ki pek çok şey keşfedecekler. 🙂

Sevgili kızım, sormaktan, merak etmekten ve konuşmaktan asla vazgeçme…

 

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz