Yirmilik dişimi çekiyor doktor, ona göre çok kolay bir iş, iki dakikada çekip bitecek. Ama beklediği gibi olmuyor, uğraştırıyor onu. En sonunda zorla çıkan dişimin kalan bir kökünü bulmak için çabalıyor. Tam bu sırada ağzım açık bir an önce bitsin diye bekleyen ben, içten içe gülüyorum. Kendime gülüyorum, “Sinirden gülmek” diye bir söz vardır ya işte, tam da bu. Yirmilik dişin bu kadar uğraştırmasını garipsemiyorum. Ben böyleyim çünkü, herşeyin en zorunu, en aksiliğini bir paratoner gibi çekiyorum.
Çocukluğum zor geçti, üniversite yıllarım zor geçti, çalışma hayatım zor geçti.. Çocuk sahibi olmak için çok uğraştım, hamile kaldım en olmadık şeyler başıma geldi, apandisit ameliyatı oldum. O dönem Doktorum bana “çok şanssız birisin” demişti. Evet çok doğru söylüyordu. Bir paratoner gibi tüm aksilikleri, zorlukları çeken biriydim. Oysaki çok huzurlu, güzel, sağlıklı bir hamilelik hayal etmiştim. Olmadı. İkinci hamileliği bu yüzden düşünmedim. Biliyordum, ben yine garip bir şeyi kendime çekerim, olmadık şeyler başıma gelir.
Hayatımda hedeflerime ve hayallerime adım adım ulaştım ama bu adımlar çok zorlu adımlar oldu. İstediğim noktaya vardığımda o kadar yorgundum ki, mutlu olma zamanı geldi mi tam emin olamadım. Hatta, “bu böyle bitmez mutlaka bir zorluk daha çıkar “gibi bekler oldum çoğu zaman.
Zaman zaman oturup, kendi kendime söylendim, kızdım, umutsuzluğa düştüm. Ama baktım çözüm değil, olayları akışına bıraktım. Zorluklar yaşanacaksa yaşayalım dedim. Paratoner rolümüz varsa bu hayatta, olalım artık ne yapayım dedim.
Yirmilik diş çekildi ama yürürken suratım ağrıyor. Ama ben gülüyorum. 🙂 Hiç olmazsa mutlu bir paratoner olayım bari…
Mutlu Pazarlar 🙂