Okulların tatile girmesine son 2 hafta kaldı ve tatili elbetteki ben de iple çekiyorum. Üstelik bu yaz tatili benim için çok daha özel olacak, çünkü kızımla biraz daha kaliteli ve fazla zaman geçirmeyi planladım. Ama şöyle bir dönüp baktığımda içimde anlamsız bir hüzün olduğunu da fark ettim. Birşeyleri geride bırakmanın verdiği hüzün ile aynı duyguyu yaşıyorum. Neden bu hüznü hissediyorum diye kendime sorduğumda ise okul günlerine ait bazı şeyleri çok özleyeceğimi fark ettim.
Bunların en başında, her sabah kızımla okula giderken yaptığımız sohbetler geliyor. Bu sohbetleri çok özleyeceğim. Birbirimize sarılıp sohbet etmenin keyfini ilk defa bu sene yaşadım. Ve inanın mükemmel bir duygu. Çocuğunu servisle gönderen anne ve babaları imrendirmek gibi olmasın ama inanın çok keyifli. Çocuğunuz servisle okula gidiyorsa bile, bazı zamanlar bu keyfi mutlaka yapın derim.
Her sabah okula gitmek için evden çıkma zamanı geldiğinde, “hadi annecim gitme zamanı geldi” dediğimde “Yaaaaaa Anneeeee Offf” demesini çok özleyeceğim. Bu durum, ilk başlarda beni çileden çıkartıyordu ve ben onlarca kez söylenmekten bıkıyordum. Ancak hiçbirşey demeden bile, kapının o tık anahtar sesini duyup hemen kapı önünde bitiverdiğini keşfettiğimden beri hiç seslenmiyorum. Artık bu cevap cümlesi beni gülümsetiyor bile. Ve evet, ben bu cümleyi duymayı çok özleyeceğim.
Her gün okul bitiminde bahçede kızımı beklemeyi, bahçedeki çocuk seslerini, sek sek oynayan, top oynayan çocukları izlemeyi özleyeceğim. Bir terapi gibi geldiğini itiraf etmeliyim. Sırf bazen 15-20 dakika okula erken gitmişliğim, çocukları izlemişliğim ve bu bahçede kitap okumuşluğum bile vardır.
Tüm bu özlemlerle yaz tatiline girmeye hazırlanıyorken, elbette tatilde yapacaklarımızı da şimdiden planlamaya başladım.
Herkese güzel, bereketli ve hayırlı bir “Ramazan Ayı” Diliyorum.
Tüm Dualarınızın Kabul Olması Dileği İle…