Londra 2012 Olimpiyatlarını ilgi ile izliyoruz ve Yaren’in de bizimle birlikte seyretmesine izin veriyorum.İzin veriyorum diyorum çünkü çocukların televizyona düşkünlüğüne ve gün boyu televizyon karşılarında olmasına ben de şiddetle karşıyım. Hep isteğim ve amacım sıfır televizyondu ancak itiraf etmeliyim çevresel şartlar zaman zama buna izin vermedi.

Olimpiyatları seyretmesini kendim istedim çünkü sporu sevmesini istiyorum. Aslında benim bunun için ayrı bir çaba da göstermeme de gerek kalmadı zaten. Yaren hareketi çok sevdiği için sürekli sportif faaliyetlerin içindeyiz. Evdeki oyuncaklarımıza baktığımızda, 5 adet top, golf oyun seti, frizby, kaykay, bowling oyun seti, holilop diye sayarsam ve bir de hergün tramboline zıplamaya gittiğimizi söylersem, oyunlarda bile hareketi ne kadar sevdiğimizi anlatmış olurum.
Geçen cumartesi günü olimpiyatları seyrederken, yüzme yarışlarını ve jimnastiği ilgiyle izlediğini farkettim. Zaten bir ara “anne ben de yüzücü ve jimnastikçi olacam” dedi. Ben de “tamam tabii ki olursun” dedim. Tabi bu cümlenin arkasından bir süre sonra ağlama ile sona eren “beni havuza götürün ve havuz istiyorum” krizini de yaşadığımızı da itiraf etmeliyim.
Ertesi gün pazar sabahının altısında kalkıp, (annelerin kaderidir bu) resim yapmak istediğimizde ve ben olimpik havuz yapmak istiyorum dediğinde ilgisinin bir kez daha farkına vardım.
Aşağıdaki resim çizdiği olimpik havuzun resmidir.
Umarım spor hep hayatında yer alır.

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz