Okulun bahçesinde kızımı bekliyorum. Okul gününün bitmesine ve son zilin çalmasına bir 5 dakika var. Hep bu 5 dakika erken gelebilmeyi çok istiyorum çünkü bu bahçede beklemek bana terapi gibi geliyor. Çocukların sesleri sanki o an dünyanın en güzel sesleri. 🙂

Top oynayan, seksek oynayan çocukları izliyorum. Eski çocukluk günlerim aklıma geliyor. Ne çok oynardık biz de bu seksek oyununu diyorum. Bir de yakar top tabii ki. Bazı oyunların halen var olabilmesi ne güzel. Bir zaman makinesi olsa da sadece bu okuldaki günlere geri dönebilsem diyorum, ama sadece okuldaki günlere.

Okuduğum her bir okulu ve öğretmenlerimi çok özlüyorum.

Sonra zil çalıyor ve çocuklar çıkıveriyorlar. Mutlulukla ve coşkuyla kapıdan fırlayıveriyorlar. O günlerinin nasıl da mutlu geçtiğini hemen yüzlerinden anlayıveriyorsunuz. Oysa büyüdükçe bu mutluluk azalıyor sanki. Biz yetişkinler çalıştığımız yerlerden çoğu zaman suratımız asık ve mutsuz çıkıyoruz. Özellikle sevmediğimiz bir iş yapıyorsak eğer, zaten mutlu olmamız mümkün değil.

Servislerine hızla koşan çocuklar olduğu gibi, kendisini bekleyen anne ve babalarına hızlıca koşanlar da var. Yüzlerinden belli, anlatacakları çok şey var onlara. Buluşur buluşmaz hemen anlatmaya başlıyorlar zaten. 🙂

Küçük bir kızı görüyorum, babasının elinden tutmuş bahçeden çıkıyor. Yüzündeki gurur ve mutluluk nasıl da belli oluyor. “İşte benim babam burada, o beni almaya geldi “dercesine etrafa sessizce haykırıyor. Kız çocuklarının baba sevgisi daha farklı oluyor galiba.

Diğer bir köşede, daha büyük yaşlardaki bir öğrenci grubu öğretmenlerinin etrafına toplanmış onunla sohbet ediyor. Belli ki öğretmenlerine duyulan büyük bir sevgi ve hayranlık var. Öğretmenin yüzündeki mutluluğu da fark etmemek mümkün değil.

Sonra kızım geliyor, saç baş dağınık ama sabahki enerjiden bir gram dahi azalmamış. 🙂 “Anne bugün ne oldu biliyor musun” demesi ile başlıyor sohbetimiz.

Onunla el ele tutuşup eve doğru gidiyoruz. Bahçe yavaş yavaş boşalıyor. Yarın sabah, aynı enerji ile öğrenciler girecekler bu bahçeden ve aynı enerji ile bilgi dolu bir günü daha tamamlayıp çıkacaklar.

Bunları niye mi anlattım?

Gün içindeki bu kısa zaman bana ne kadar iyi geliyor anlatamam.

Eğer imkanınız varsa, haftada birkaç gün çocuğunuzu okuldan kendiniz alın. İnanın çok iyi geliyor insana. Zaten bunu hep yapıyorsanız zaten beni anlayacaksınız. 🙂

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz