Bir şeyi ne kadar çok istersem ve beklersem mutlaka olumsuz bir şey yaşarım ve ben o beklediğim şeyi doyasıya yaşayamam. Bu benim hayatıma yerleşmiş bir felsefe gibi oldu artık.

Aylardır beklediğim kitap fuarında sadece yarım saat durabilmem yine bu kanıksanmış felsefenin ispatı oldu maalesef. Yaşadığım ağır göz enfeksiyonu beni gerçekten çok zorladı bu sefer. Ama inat ettim ve bir şekilde de olsa o fuar kapısından içeri girip oradaki kitaplarla baş başa geçireceğim bir zaman olmalı mutlaka dedim kendime. Ve hafta sonu Cumartesi günü o yoğun kalabalıkta, şiş gözlerimden akan istemsiz gözyaşları ve müthiş bir acıyla kitap stantlarının arasında çok zor da olsa gezinmeye çalıştım. Öncesinde katıldığım Sayın Yekta KOPAN’ın söyleşisinden sonra bunu yapmadan oradan çıkamazdım. Bu seferki fuar ziyaretim kısa sürecek biliyordum ama yine de tüm stantları gezmeliyim dedim kendime.

Bu gözlerle ve çektiğim acıyla, detaylı kitapları inceleme ve beğendiklerimi satın alma gibi bir şansım yoktu ama Can Yayınları standının önünde kısık ve yaşlı gözlerle kitaplara bakarken, bir kitap benim birden dikkatimi çekiverdi. Diğer kitapları puslu görürken bu kitabı çok net görüyordum sanki. “Biz Burada İyiyiz” kitabını elime alıp sadece arkasındaki özet yazıyı zar zor okudum. Ama o an biliyordum ki bu kitabı mutlaka almalıydım. Bir şey beni bu kitaba çekiyordu.

Ödeme noktasına baktım, kalabalık ve çok sıra var, ayrıca gözler daha da kötü oldu, dayanacak gücüm pek kalmadı ama ben bu kitabı almadan da gitmek istemedim.

Kitabı aldığım günden sonra gözlerim daha da kötüleşti, bu yüzden kitaba hemen başlayamadım. Bir hafta süren iyileşme sürecinin sonunda ise kitabı hemen okumaya başladım. Daha ilk satırlarda neden bu kitabın beni çektiğini de okumaya başladığım anda anladım.

EREN…

Doğduktan sonra hayata sadece bir gün merhaba diyen, sonrasında “benden bu kadar anne” deyip gidiveren oğlum Eren’in ismi. Nerede Eren ismi görsem atlıyorum ama bu sefer ben daha sayfalarını bile açmadan, içinde bu ismi görmeden bu kitap ile karşılaşmamızın farklı bir çekim enerjisi olduğunu anlıyorum.

Okudukça daha iyi anladım. Sadece tek bir isim değildi beni çeken. Hikayede kendimden bulduğum o kadar çok şey de vardı ki.

Ve benim gibi yazmayı seven Eren.. Daha ilk sayfadan itibaren Eren benim bir parçam oldu. Yarım günde bitirdim bu güzel kitabı.

Herkesin kendi hikayesinden bir parça bulacağına inanıyorum bu kitapta.. Mutlaka okuyun derim.

Sevgili Barbaros Altuğ, İyiki yazmışsınız, emeğinize sağlık.

Biz Burada İyiyiz

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz