Geçenlerde internette bir şey ararken karşıma “Zayıflatan Parfüm” isimli bir reklam çıktı. Doğrusu zayıflamakla ilgili pek çok ürün duymuştum ama zayıflatan parfüm doğrusu beni biraz şaşırtmıştı. İçerik olarak ne nedir tam bilmiyorum ama parfümün içindeki bazı maddeler yağ yakımını hızlandırıyormuş. Zayıflamakla ilgili başarılı ya da başarısız pek çok ürün ve yöntem var  ama ben size zayıflamanın temelinde yatan başka bir husustan bahsetmek istiyorum. Deneyimle ispatlanmış olduğunu da özellikle belirtmeliyim.

Benim de hayatımın bazı dönemlerinde kilo verme ile ilgili uğraşlarım oldu ama kendimi benim bile tanımadığım kiloya kızımın doğumundan sonra çıkmıştım. Çocuk sahibi olan kadınlar bilir, bu dönemle ilgili kilo alanlar iki gruba ayrılır: Hamilelik döneminde kilo alanlar ve doğum sonrası kilo alanlar olmak üzere. Ben ikinci gruba dahil olanlardanım. Zor bir hamilelik dönemi geçirdiğim için sadece 9 kilo almıştım fakat olanlar oldu ve doğum sonrasında ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamadan hayatımda hiç çıkmadığım bir rakama çıktım. Tartıda yetmiş rakamını gördüğümde yaşadığım şoku unutamayacağım. Düzensiz uykular, spor yapamama ve düzensiz beslenme bana pahalıya mal olmuştu.

Tabii hemen duruma müdahale etmeye karar verdim. Yeniden yürüyüşlerime başladım, daha az ekmek tüketmeye çalıştım falan filan derken ben bir gram bile veremedim. Her gün moral biraz daha kötüye gidiyordu. Ne yapsam ne etsem bir türlü olmuyordu.  En sonunda bu işi kendimin çözemeyeceğini anladım ve bir diyetisyene gitmeye karar verdim.

Doğrusunu söylemek gerekirse diyetisyene ikinci kez gidiyordum; ilkinde kilo alabilmek için gitmiştim. 🙂 O zamanlar kızım daha doğmamıştı ve evlendikten sonra hızla kilo vermeye başlamıştım. Ben 45 ‘li rakamları gördüğümde ailemin de isteği ile diyetisyene gitmiştim. Bu kez ikinci kez gidiyordum ve kilo vermek için. 🙂

Biz yine kilo verebilme hikayesine dönelim; Diyetisyen bayan; “buyurun önce sizi dinlemek isterim” dediğinde ben başladım hızlıca anlatmaya. Bir süre sonra birden Diyetisyen beni durdurdu ve “bir dakika bir sakin ol rahatla” dedi. “Sen bu kilo verme işini o kadar çok stres yapmış ve kafaya takmışsın ki, sırf bu yüzden kilo veremiyorsun, beynin vücudunu kitlemiş” dedi. ,

Beynin vücudu kitlemesi olayını ilk defa duyuyordum. Ben şimdiye kadar zayıflama işine hep basit bir matematik mantığı ile yaklaşmıştım. Yediğin harcadığından az ise kilo verirsin. Hepsi bu kadar basit.

Ama o gün ilk kez tam da bu olmadığını anladım. İşin içinde bir de beynimiz vardı, Beynimiz, duygularımız, düşüncelerimiz, hissettiklerimiz..

Diyetisyen bir gün boyunca ne yediğimi sorduğunda, ben yediklerimi anlattım kendisine. Çok az yediğimi, az yemek yediğim için de vücudumun kendini savunmaya alarak kilo veremediğimi ve ayrıca stres yaptığım için de yine beynimin vücudumu kitlediğini anlattı.

Oradan çıkarken beyin ve beden ilişkisine ilk kez yakından şahit olmuştum. Doktor bana “bir hafta hiçbir şey yapmamanı istiyorum, sadece eski düzenine devam et ama yediklerini de bir deftere kaydet” dedi. Bir de “zayıflama işini artık bana devret sen keyfine bak” diye de tembih etti. O kapıdan çıkarken ben o kadar rahatlamıştım ki anlatamam.

Ne mi oldu dersiniz? Ben eski düzende bir hafta geçirip doktora geldiğimde tam 1,5 kilo vermiştim. “Bak gördün mü” dedi diyetisyen, “stresten kurtulduğun anda zayıflamaya başladın“!!

Bir de bana bir diyet listesi verdi ki, ben bunları yersen kilo alırım, bunlar çok fazla dedim. “Hayır tam tersi, asıl tüm bunları yersen kilo vereceksin” dedi. Listeye bir dönem uydum bir dönem uymadım ayrı bir hikaye ama şunu yaptım. Kafama takmadım. Halen bile vermem gereken birkaç kilo olduğunda ne zaman “aman bunu vermem lazım” dediğinde ben bir gram bile veremiyorum.

Yaşadığım bu olayın arkasına okuduğum “Beden İle Zihni Dengelemek” kitabını da okumanızı şiddetle öneriyorum.

untitled

İnanın bana bedenimiz ile zihnimiz arasında müthiş bir ilişki var ve birbirlerini öylesine güzel yönetiyor ve etkiliyorlar ki…. Kitabı okuyunca beni daha iyi anlayacaksınız.

Kitaptan güzel bir alıntı..

..Beden gözle görünen ruhtur ve ruh gözle görünmeyen bedendir. Beden ve ruh birbirinin parçasıdır, bir bütünün parçalarıdır.Bedeni kabullenmelisin,bedeni sevmelisin,bedene saygı duymalısın,bedene minnettar kalmalısın..
Beden var olan en karmaşık mekanizmadır-tam anlamıyla bir şaheserdir !
Hayranlık duymaya kendi bedeninle başla, çünkü sana en yakın olanı o.
Bedeninde okyanusun suları var, bedeninde yıldızların ve güneşin ateşi var, bedeninde hava var, bedenin topraktan yoğrulmuş. Bedenin evrenin tümünü temsil ediyor. Ve nasıl da bir değişim ! Nasıl da bir metamorfoz ! Toprağa bak ve sonra kendi bedenine bak, bu nasıl değişimdir böyle ve sen ona hiç hayranlık duymadın ! Toz kutsal hale geldi-bundan büyük mucize olur mu ?.

Bu arada, zayıflamak için; spor yapın, düzenli beslenin ama en önemlisi kafaya takmayın ve pozitif düşünün:)

 

 

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz