Yaren artık 28 aylık ve anlamlı cümleler kurmaya başladı. Bu gelişim öylesine hızla oluyor ki, sabah işe giderken bıraktığım Yaren ile akşam eve geldiğim yaren arasındaki farkı hemen anlayabiliyorum
Bu süreçte ilgimiz otobüslere kaydı ve yolda giderken tüm belediye otobüslerini pür dikkat takip ediyoruz. Gördüğümüz zaman ise “Kırmızı obotüüüüüüüs”, “Yeşil obotüs” diye başlıyoruz bağırmaya
Kendi başına, özgürce hareket etme isteklerimiz de başladı. Artık üstünü değiştirmek, ayakkabısını giydirmek biraz zorlu bir süreç aldı bizim için
Park, top havuzu ve zıp ve zıp yani trambolin favori oyun alanlarımız. Özellikle trambolinde zıplama hastasıyız ve her gün mutlaka bir 10 dk zıplıyoruz. Eğer gitmezsek kıyamet kopuyor tabii ki.
Resim yapma çalışmalarımız çok uzun soluklu olmuyor, çabuk sıkılıyor Yaren. Bir iki karalama yapıp bırakıyor ama ben yine de her gün önüne renkli kartonlar, kâğıtlar, büyük boy resim defterleri ve kalemleri önüne bırakıyor ve istediği şekilde karalama yapmasını sağlıyorum. İlk zamanlarda müdahale etmeye çalışıyordum ancak Susan Striker’in “Çocuklarda Sanat Eğitimi” başlıklı kitabını okuduktan sonra bunun yanlış bir davranış olduğunu öğrendim. Bu kitabı okumanızı mutlaka öneririm.
Montessori grubumuzdan o kadar çok şey öğreniyorum ki. Çivili tahta ile tanışmamız bunlardan biri sadece. Sağolsun Nuran sayesinde bir çivili tahta siparişi verdik ve sorunsuz bir şekilde de elimize ulaştı. İlk önüne koyup birkaç deneme gösterdiğimde Yaren’i çok sarmadı ama bir süre sonra lastiklerle pek çok geometrik şekiller çıkarmaya başladı.
Masal okumayı çok seviyoruz ve her akşam mutlaka okuyoruz. Bir tane masal kitabı almıştım, ben okuduktan sonra kendi de tek başına kitabın sayfalarını açıp, mırıldanmaya başlıyor. Ben de bu süreçte onu yalnız bırakıp uzaktan takip diyorum. Kızım kitapları çok seviyor ve bundan çok ama çok memnunum.