İşlerimin yoğunluğundan yazmaya bir süre fırsatım olmadı ama notlarımı aklımın bir köşesine de yazmayı ihmal etmedim. Montessori Grubundan Çiğdem Yalçın’ın http://www.yasasinanneyim.blogspot.com/ isimli bloğunda görmüştüm “2010’un Z raporunu” ve çok hoşuma gitmişti. Ben de 2011 de bunu aylık olarak yapmaya karar verdim.
İşte Ocak 2011’in Z Raporu
• Yaren’in belki de ilk cümlesi ve ilk üç kelimeyi yan yana getirişi bu ay oldu. Akşam Yaren’i annemden alıp eve giderken arkada oturduğu koltuktan birden bire “işte burda evimiiiiiz” dedi. Bir süre eşimle birlikte şaşkınlıktan birbirimize bakakaldık. Bu anı hiç unutmayacağım
• Arabada gezerken trafik ışıklarını pür dikkat etmek bu ay da devam etti. Ama bu sefer ikili kelimelerle ve zaman kipi kullanarak. “Kırmızı yanıyooor” “şimdiii şimdiiiii” “yeşil yanacak” (kırmızı yanmaya devam ederken ve yeşil yanmasını beklerken) “Yeşil yandıııııı”
• Aktivite anlayışımız kızımla kesinlikle uyuşmuyor maalesef. Benim onunla yapmak istediğim şeyden tamamen farklı ve bağımsız oyunlar çıkarıyor. Sanıyorum bazı konularda aceleci davranıyorum. Yaren 30 haftalık doğdu ve doktorumuz bize şunu söylemişti :”Yareni yaşıtlarıyla bir değerlendirmeyin, o 2,5 ay geriden geliyor.” Ben bunu maalsef sık sık unutuyorum.
• Son haftamız yağmurlu ve soğuk geçtiği için Yaren’in zamanının çoğunluğu evde geçti. Annem üşütmesinden çok korktuğu dışarıya çıkarmadı. Aslında bana kalsa bir 15 dakika bile olsa sıkıca giydirip hava almasını isterdim. Çünkü o gün dışarıya çıkıp oyun oynamadığı zaman enerjisi tavan yapıyor.
• Yaren de şuanda paylaşma duygusunun da olmadığını bu ay net öğrendim. Elindekini almaya çalışırken “benim” diyerek sıkıca kavrıyor ve kimseye vermiyor. Bakalım ne yapacağız?
• Ocak ayının favori oyunları ise hamur ile oynamak ( hamurları fırlatmak desem daha doğru olacak) , eşleştirme kartları ( Kartları ağzıyla çiğnemeye başladığında sıkıldığını anlayabilirsiniz) , renkli küçük topları yerde sıra ile dizmek ve üstlerine koşarak atlayış yapmak ( Bu oyunu bensiz oynamıyor, o gün işten geldiğimde yerde topları dizmiş beni bekliyordu.)
• Eee tabi anne de kendine bir zaman ayırsın dedi ve sevdiği bir arkadaşı ile yoga yapmaya başladı. Daha ilk seansın sonunda bu işin bana uygun olmadığını, fakat pilatese hemen yeniden başlamam gerektiğini anladım. Çünkü yoga ile sırt kaslarımın çok zayıf kaldığını, sırt ağrılarımın aslında önemsenecek kadar ciddi boyutta olduğunu (Yaren’i taşımak çok zor artık) ve hiç esnek bir vücuda sahip olmadığımı öğrendim. Gittiğim spor merkezinde 3 yaş üstü çocuklar için yoga dersleri var. Yaren’in şuandaki hareketliliğini görünce onun yoga yapmasını düşünemiyorum. Sınıfın altını üstünü getirip, yoga dersini veren hoca tarafından katılımcıların motivasyonunu bozmaktan sınıftan atılabiliriz.:)
öyle dikkatliler ki ve de öyle açlar ki herşeye bilgiyi vakumluyorlar resmen. Ben de selim ışıkları ilk söylediğinde şaşakalmıştım
çok haklısın deli anne 🙂 onların hızına da yetişmek çok zor.